Depremzedelerin adalet arayışını ve Erdoğan vaatlerini inceleyen, vaatten uygulamaya geciken süreçleri objektif bir bakışla ele alan kapsamlı bir analiz.

Deprem bölgelerinde yürütülen çalışmalar ne kadar değerli olsa da, yetkililerin vaatleri ile sahadaki ilerleme arasında belirgin bir fark olduğu konuşuluyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak Sayın Erdoğan’ın, depremzedelerin karşısına geçip bir taahhüt vermesiyle başlayan süreçte, yenilerini inşa etme sözü sadece bir yıl içinde konutların tamamlanmasına dönüştü. Bugün itibarıyla inşa edilen konut sayısı 300 bini bulsa da, bu rakam depremden 1000 gün geçmiş olmasına rağmen hedefin çok gerisinde kalıyor.
İstanbul’da depremzedelerin barınma sorunları hâlâ sürüyor. Yüzbinlerce depremzede konteyner kentlerde yaşamaya devam ederken, teslim edilen konutlarda sorunlar, eksiklikler ve şikayetler de artıyor. Depremzedeler, adalet arayışını yaklaşık üç yıla yakın bir süredir sürdürüyor; davalar ise uzun süre sonuçlanmıyor. Kamu görevlileri yargı süreçlerinde neredeyse hiç sanık sandalyesinde yer almıyor; bazı müteahhitler cezalandırılsa da genel sistemin aklanması yönündeki bir hava yaratılıyor. Yetkili makamlar bu durumu cezasızlık politikası olarak nitelendiriyor.
İş dünyasının önde gelen bir organizasyonu olan Türkiye İş Bankası’nın sponsorluğunda düzenlenen 47. İstanbul Maratonu da bu tartışmaların gölgesinde gerçekleşti. Startı CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile beraber verilen yarışta, Özel 15,5 kilometreyi 1 saat 34 dakika gibi bir sürede tamamladı. ÇYDD için koşan Özel, akşam saatlerinde binin üzerinde bağışçıdan yaklaşık 4 milyon liraya varan destek topladı.
Şehrin prestijiyle ilgili sözler de yarışmanın gündemindeydi. Özel, bir yandan şehrin coğrafi avantajlarına atıfta bulunurken, diğer yandan vizyonu olan bir liderliğin gereği olarak etkili ve hızlı adımlar atılması gerektiğini belirtti. Şehrin, rakipleriyle arasındaki farkı kapatacak şekilde ilerlemeye ihtiyacı olduğunu söyledi. Silivri’deki tahliye koşulları ve mevcut durum ise Türkiye’nin pek çok yerinde yankı bulan bir başka konuyu oluşturuyor.