Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO ve bölgesel gelişmeler üzerine yaptığı açıklamalar, jeopolitik ve güvenlik stratejilerindeki güncel durumu özetliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Zirvesi sırasında önemli açıklamalarda bulundu. Ziyarette özellikle yıllar önce öngörülü bir vizyonla hareket eden, ittifakın terörizmle mücadele kapasitesine en büyük katkıyı sağlayan ülkelerden biri olarak, bu alandaki sorumluluklarımızı ve yapmamız gerekenleri detaylandırdı.
Ukrayna’daki savaşın adil ve kalıcı bir çözümle sona erdirilmesi amacıyla yürütülen diplomatik girişimlerin zirve gündeminde olduğunu vurguladı. Türkiye olarak, savaşın sona erdirilmesi için diplomasiye olan bağlılığımızı tekrar belirtti ve bu doğrultuda çabalarımızı sürdüreceğimizi ifade etti.
Son üç yıl aradan sonra, İstanbul’da tarafları tekrar bir araya getirmeyi başardık. Esir ve cenaze takası konusunda alınan kararların hayata geçirilmesine vesile olduk ve bu sürecin devamı için yeni adımlar planlıyoruz. Bu süreçler, bölgesel istikrar ve insanlık adına büyük önem taşımaktadır.
Gerek zirve sırasında gerekse ikili görüşmelerde, İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamlarına dikkat çekildi. 21 aydır devam eden işgal, ilhaka ve yıkıma karşı duruşumuzu net bir şekilde ortaya koyduk. Bir an önce bu saldırıların son bulması gerektiğini yineledik. Bölgedeki tansiyonu artıran olayların, barış ve istikrarı tehdit ettiğini vurgulayarak, diplomasi yoluyla çözüme ulaşmanın önemini tekrar hatırlattık.
13 Haziran’dan bu yana bölgemizde yaşanan tansiyonun giderek yükseldiğine şahit olduk. İsrail’in saldırılarını ve İran ile yaşanan gerilimi yakından takip ediyoruz. Müzakereleri esas alan girişimlerimizle, tarafların ateşkesi sağlaması ve kalıcı barışa ulaşması için çaba sarf ediyoruz. Amerikan Başkanı Trump ve bölgedeki diğer liderlerle yapılan görüşmeler, bu çabaların önemli bir parçasını oluşturmaktadır.
İstanbul’da, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanları’nı bir araya getirerek bölgesel dayanışmayı güçlendirdik. Bu platformda, ortak çıkarlarımız ve bölgesel sorunlar üzerinde kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdik.
Amerikan Başkanı Trump’ın açıklamaları sonrası gelişmeleri yakından izliyoruz. Bölgede sağlanacak ateşkesin, barış ve sükunetin temel taşı olacağına inanıyoruz. Dün gece gerçekleşen ve taraflar arasında mutabık kalınan ateşkes haberini memnuniyetle karşıladık. Tüm tarafları, ateşkese tam uyum göstermeye davet ediyoruz. Bölgemizde yaşanan çatışmaların, sadece savaş değil, aynı zamanda insani kriz ve bölgesel istikrarsızlık kaynağı olduğunu hatırlatmak isterim.
Türkiye olarak, uluslararası hukuka uygun, diplomasiyi temel alan ve ilkeli bir yaklaşımla hareket etmeye devam edeceğiz. Bölge ve dünya barışını hedefleyen bu politikamızdan asla vazgeçmeyeceğiz. 2026 yılında gerçekleşecek NATO Zirvesi’ne ev sahipliği yapma arzımızı tekrar dile getiriyor ve zirvede alınacak kararların, bölge ve küresel barışa katkı sağlamasını umuyoruz.
Görüşmelerimizi, barış ve istikrar adına daha ileriye taşımayı hedefliyoruz. Savaşların sonsuza kadar sürmeyeceğine inanıyoruz. İstanbul’da kurduğumuz diyalog ortamını güçlendirerek, barış masasını daha üst seviyelere taşımalıyız. NATO zirvesinde, bu vizyonumuzu muhataplarımıza anlatacak ve barış için durmadan çalışmaya devam edeceğiz.
İsrail’in İran’a ve bölge ülkelerine yönelik saldırıları, bölgemize yönelik büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Lübnan, Suriye ve Yemen gibi ülkelerde sürdürülen saldırılar, bölgesel barışı ciddi şekilde zedelemektedir. Bu durum, küresel aktörlerin ve uluslararası toplumun etkin tedbirler almasını zorunlu kılmaktadır. Aksi takdirde, bölge ve dünya ciddi bedeller ödeyebilir.
Gazze’de devam eden insani kriz ve saldırılar, uluslararası toplumun ortak sorumluluğudur. Bir an önce kalıcı ve kalıcı ateşkes sağlanmalı, saldırılar durmalı ve insani yardımlar kesintisiz ulaşmalıdır. Bölgede barış ve istikrarın sağlanması, bütün bölge ülkelerinin ortak menfaatidir.
Terörle mücadelede, Fırat Kalkan Harekatı gibi operasyonlarımızla en ağır darbeleri vurduk. Suriye’deki iç savaşın sona erdirilmesi ve barış ortamının sağlanması için kararlı adımlar atıyoruz. Suriye halkının huzur ve refah içinde yaşaması bizim en büyük önceliğimizdir. Bu doğrultuda, Suriye yönetimi ile işbirliğimizi sürdürüyoruz ve bölgedeki istikrarı desteklemeye devam ediyoruz.
Türkiye, bölgesinde ve uluslararası arenada barış ve güvenliği ön planda tutan, diplomasiyi ve diyalogu esas alan bir politikayı benimsemektedir. Bu doğrultuda, 2026 yılında yapılacak NATO Zirvesi’nde, bölgesel ve küresel barışa katkı sağlayacak kararların alınması için yoğun çalışmalarımız devam edecektir. Amacımız, savaşlara son vermek ve kalıcı barış ortamını tesis etmektir.