Cilt kanseri ve erken teşhisin önemi, Jane Murray’nin hikayesiyle anlatılıyor. Sağlığınızı korumak için bilinçli olun, erken teşhis hayat kurtarır.
Cilt kanseri, özellikle melanom türü, hızla ilerleyebilen ve tedavi edilmediğinde ciddi sonuçlara yol açabilen ciddi bir hastalık olarak dikkat çekiyor. 46 yaşındaki Jane Murray’nin yaşadığı bu olay, hastalığın ne kadar gizli ve tehlikeli olabildiğine dair önemli bir örnek teşkil ediyor.
Güneş ışınlarının tadını çıkaran ve tatillerde saatlerce güneşin altında kalan Murray, yıllarca kolundaki büyük beni fark etmesine rağmen önemsememişti. “Masum bir belirti gibi görünüyordu” diyerek, bu küçük değişikliği göz ardı etti. Ta ki, bir hemşire arkadaşının uyarısıyla ailesine ve yakınlarına danışmaya karar verene kadar.
Hemen aile hekimine başvuran Murray, doktorunun dikkat çekici şekilde şüpheli gördüğü beni hemen biyopsiye göndermesiyle sürec başladı. Biyopsi neticesinde, ben cerrahi olarak çıkarıldı ve analiz için İngiltere’deki melanom konusunda uzmanlaşmış bir merkeze gönderildi. Yapılan tetkikler, Murray’nin ikinci evre melanomla mücadele ettiğini ortaya koydu. Bu seviyedeki melanomda, yaklaşık %15 oranında hastaların beş yıldan fazla sağ kalma ihtimali düşük olabiliyor.
Murray’in hikayesi, ciltteki küçük ve fark edilmesi güç değişikliklerin bile ne kadar ciddi sonuçlar doğurabileceğine ışık tutuyor. Şubat ayında gerçekleştirilen kapsamlı bir cerrahi müdahaleyle, kanserin derin dokulara yayıldığı fark edildi ve bu nedenle kolundan büyük bir deri parçası ve bazı lenf bezleri alınmak zorunda kaldı. Operasyon, toplamda 77 dikişle tamamlandı ve hastanın yaşamında önemli bir dönüm noktası oldu.
“Ameliyattan uyandığımda, kolumun büyük bir bölümünün alınmış olduğunu gördüm. Bu, beklediğimden çok daha farklı ve sarsıcı bir sonuçtu” diyen Murray, yaşadığı şoku ve duygusal iniş çıkışlarını şu sözlerle anlattı. Kanserden tamamen kurtulsa da, iyileşme sürecinde yaşadığı deneyim onun cilt sağlığına bakış açısını köklü bir şekilde değiştirdi.
Murray, güneşlenmeyi sevdiği yıllarda cilt sağlığına yeterince önem vermediğini itiraf ediyor. “Tatillerde sabahtan akşama kadar güneşin altında kalırdım. SPF 30 kullandığımı sanırdım, ama zamanla düşük faktörlü ürünlere geçtim. Kocam bile ‘Güneşte kavruluyorsun’ diye uyarırdı” diyerek, yaşadığı pişmanlığı dile getiriyor. Artık geriye dönüp baktığında, güneş yanıklarının ve aşırı güneş maruziyetinin cilt kanseri riskini artırdığını ve bu riskin hiçbir tatil veya keyifli anıya değmediğini söylüyor.
Uzmanlar, melanomun erken evrelerde teşhis edilmesinin, tedavi başarısını ciddi ölçüde artırdığını vurguluyor. Ancak, birçok kişi benlerdeki değişiklikleri fark edip önemsemeyerek teşhisi geciktirebiliyor. Uzmanlar, şekil, renk, boyut veya kaşıntı gibi değişiklikleri fark eden herkesin hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmasını öneriyor.
Kendi deneyiminden yola çıkarak, Murray şu önemli mesajı veriyor: “Eğer vücudunuzda herhangi bir ben size tuhaf geliyorsa, vakit kaybetmeden kontrol ettirin. Erken teşhis, cilt kanseriyle mücadelede en güçlü silahınızdır.” Bu hikaye, herkesin güneş ışınlarına karşı daha bilinçli olması ve cilt sağlığına dikkat etmesi gerektiğinin altını çiziyor. Unutmayın, küçük değişiklikler büyük sonuçlara yol açabilir ve sağlığınız sizin en değerli hazinenizdir.”