Çığlıkara: Sedirin Koruyucuları ve Bölgenin Biyolojik Müzakere Noktası hakkında derinlemesine bir yolculuk; doğa, ekosistem ve koruma mücadelesi.
Gömbe Yaylası ile Finike ve Elmalı arasındaki, 1850 metre yükseklikte yer alan Çığlıkara Milli Parkı ilan edildiği 1991 yılından bu yana koruma altında olan zengin bir orman bölgesidir. Ana vatanı Lübnan olan sedir ağaçlarının dünyada en geniş dağılım gösterdiği bu alanda, endemik türler ve çok sayıda yaşam formu da bulunur. Anıt niteliği taşıyan ağaçlar 2 bin yılı aşan yaşlarıyla bu ormanın tarihini yansıtırken, zararlı böceklerle mücadelede kırmızı orman karıncaları başlıca yardımcıdır.
Karıncalar, yaprak kelebekleri, sedir kabuk böcekleri, tırtıllar ve bitlerle beslenerek sedir ağaçlarının sağlığını korur. Onların kurduğu yuvalar, genelde kalın dallı ağaçların çevresinde yükselen dev yapılar olarak dikkat çeker; bazı yuvalar 120 santimetre yüksekliğe ulaşır ve uzunlukları birkaç metreyi bulabilir. Doğa Koruma ve Milli Parklar ekipleri bu yuvalara özen gösterir çünkü uzun ömürlü ağaçların gelecek kuşaklara sağlıklı şekilde aktarılmasında önemli rol oynarlar.
Yasal olarak ormana bilimsel çalışmalar ve eğitim faaliyetleri hariç girişe izin verilmemektedir. Korkuteli Şefliği yetkilisi Zülfü Karatepe, kırmızı orman karıncalarının asıl işlevinin orman zararlarıyla mücadele etmek olduğunu ve bu nedenle bölgeye yerleşildiğini belirtti. Karıncalar, sedir yaprak kelebeği ve sedir kabuk böceği gibi zararlı organizmalarla beslenerek ekosistemin dengesini sürdürür.
Çığlıkara’da şu ana kadar tespit edilen yaklaşık 302 yuva, karıncaların bulunduğu yaşam alanlarının yoğunluğunu gösterir. Yuvalar genelde 50 ile 120 santimetre arasında değişen yüksekliklerde ortaya çıkar ve her bir yuvada yaklaşık 350 bin ile 400 bin işçi karınca bulunur. Bölgeye sadece bilimsel ve eğitim amaçlı çalışmalar için kısıtlı erişim izni verildiğini söyleyen Karatepe, sedir ağaçlarının oluşturduğu görsel zenginliğin bu ormanı benzersiz kıldığını vurguladı.
Yüksekliği yaklaşık 40 metreye ulaşabilen sedir ağaçları, bu ormanı ülke için önemli bir zenginlik haline getirir ve 2 bin yılı aşkın geçmişiyle doğal miras olarak korunmaya devam eder.