Çeşitli güçler arasındaki yetki ve sorumluluk tartışmasını Suriye ve bölgesel güvenlik perspektifleriyle ele alıyor; dengeli, güncel analizler sunuyor.
Güç dengeleri ve istikrar için hareket planları üzerinde süregelen tartışmalar devam ederken, cumhurbaşkanının tarafımıza ilettiği yetkiler netleşiyor. Filistin konusunda kabul edilebilir bir anlaşma durumunda, üzerimize düşen görevi yerine getirmeye hazır olduğumuzun altını çizdik. Resmi olarak ifade edilen yaklaşım ise iki devletli çözümün hayata geçirilmesi halinde fiili bir garanti sağlama sorumluluğunu üstlenme yönünde.
Ancak bu garanti yalnızca belirli ülkeler için geçerli olabilir ve herkesin eşit haklara sahip, egemen bir yapı içinde var olması gerektiğini vurguladık. Bu bağlamda, üçlü toplantı olarak adlandırılan mekanizmanın, Suriye konusundaki gelişmeleri ele almak üzere Türkiye-ABD-Suriye seviyesinde yakın zamanda gerçekleşmesi bekleniyor.
Fidan, Suriye’nin güvenlik açısından bir sorun olduğunun altını çizdi; bu durum duygusal bir mesele değil ve milli güvenlik açısından öncelik taşıyor. Ayrıca Suriye’ye yönelik 500 bin mülteci dönüşünün beklenildiğini ifade etti. Atina’ya yönelik mesajında ise, tehdit diliyle yaklaşmanın sonuçlarının olumsuz olacağını, karşılık olarak farklı bir dil kullanıldığı sürece ilerlemenin sürdürülemeyeceğini belirtti.