DOLAR
37,9125
EURO
41,0138
ALTIN
3.785,79
BIST
9.659,48
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Malatya
Hafif Yağmurlu
18°C
Malatya
18°C
Hafif Yağmurlu
Pazartesi Çok Bulutlu
18°C
Salı Yağmurlu
15°C
Çarşamba Yağmurlu
17°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
15°C

BU NASIL BİR FİKİR İŞÇİLİĞİ?

24.03.2025 17:13 | Son Güncellenme: 24.03.2025 17:14
19
A+
A-

BU NASIL BİR FİKİR İŞÇİLİĞİ?

 

Düşünsenize,

şu dünyada olanı anlatmaya kifayetsiz bunca lügat.

Ve siz kâğıt üzerine konmuş bir kalem misiniz?

 

Artık bırak bu tatlı su fikir işçiliğini! Aklına da karakterine de duruşuna da yazık ediyorsun! Bu kadim toprakların değerlerine dönmek zorundasın, en doğru yönü en doğru yolu tercih etmek zorundasın. Bu kadim topraklar, hayal kuranların ve hayalleri uğruna damla damla kan, damla damla ter dökenlerin mülküdür çünkü.

Bu nasıl bir fikir içliği böyle! Tam da sözün bittiği yerdesin. Gereken tepkiyi vermediğin her yerde değersizleşiyorsun, öz saygını da öz güvenini de öz benliğini de kaybediyorsun. Artık bazı tartışmalar da olacak, bazı kılıçtan keskin sözler de söylenecek, bazı insanlar silkene silkelene kalbur altına düşecek bu topraklarda.

Bu dünyadaki en büyük ahlaksızlığın, bir insanın ucuz fikirler uğruna kullanılması olduğunu bilecek kalibrede olmak zorundasın. Bu fikir işçiliğinle derin ve fırtınalı denizlerde yüzemezsin; yüzsen ve suyun üstünde yürüyebilsen bile yüzme bilmiyor diyecekler; kalitesiz düşünce dünyasında debeleniyorsun çünkü. Bu durumda özür dilemen ne kadar fayda verir, doğrusu onu da bilmiyorum lakin bu içinden çıkamadığın halin derin yaralar açıyor yüreğimizde. Bu kadim topraklarda özür, birini yanlışlıkla çarptığında dilenir. Bunun farkında da değilsin, henüz.

Başına gelen bu olayların kurbanı değilsin, onların sen yazıyorsun çünkü. Gittiğin yolun doğru yol olmadığını henüz bilmiyorsun. Doğduğun şu kadim topraklara, özüne dönmek zorundasın. Geri adım atmayanlarla mesafe alınamayacağının henüz farkında da değilsin. Onlar bencildirler. Cendere misali bir kaba dökülmüş beton gibi duran bu insanlarla nasıl yürünür, nasıl yürüyorsun?

Hayal ve hedeflerine, düşünce sistemine, duygu döngüne, işlerine, söyleyişlerine, sessiz ve derin yürüyüşlerine içeriden baktığın kadar dışardan bakmayı henüz öğrenememişsin. Nerede, nasıl ve ne büyüklükte bir hata içerdiğine üçüncü bir gözle bakman gerekiyor. Henüz bakamıyorsunuz, henüz göremiyorsunuz. Ve kendinizi göremeyince de başkalarını görüyorsunuz. Bu durumda ya tanrıyı suçluyorsun yahut başkalarından şikâyet ediyorsun!

Herkesle muhatap olmayacaksın, her saça tarak da vurmayacaksın. Basit heveslerin, vasat düşüncelerin peşinde de olmayacaksın. Kalite düzeyini yükselteceksin. Vizyonun marifet, misyonun hakikat peşinde yürümek olmalıdır. Belki yalnız kalacaksın lakin hep kendin olacaksın, kendin kalacaksın. Emel uzun, ömür çok kısa. Her saniye kıymetidir. Ulvi değerler için yaşamak zorundasın.

Hayatın bir deniz yolculuğu olduğunu da biliyorsun. Bu yolculuğun sakin günlerinin, fırtınalı günlerinin olduğunu da. Şu an büyük dalgalarla mücadele ediyorsun. Çok daha iyi olabilirsin, çok daha güçlü ve cesur da…

İyileşmesi kendi elinde olan hastalara acınmayacağını biliyorum. Bunun içindir ki sana hiç acımıyorum. Kullanılmayan her potansiyel adamı hasta ediyormuş ve kullanılmayan potansiyeli olan adamların çoğunlukla mükemmeliyetçi olduğunu da. Ve bu fikrin doğru olduğuna inanıyorum. En yakın tanığım sizsiniz çünkü. Bunu iyi bildiğinizi de biliyorum.

Özüne dönmek ve kendini bulmak için her insanın bir Hira’ya ihtiyacı var; kadim tarihine, kültürüne, mirasına…

Her gece yeni bir rüyanın tohumudur ve her sabah yeni bir tohumun filizlenmesidir!

İnsan kalbiyle aklı aynı gemiye sığmaz, sığdırılamaz ya deniz dar gelir ya nefes nefese kalır. Ve dünya malı kime kalmış! Kim neylerse neylesin, kim yerse yesin!

Düşünsenize, şu dünyada olanı anlatmaya kifayetsiz bunca lügat. Ve siz kâğıt üzerine konmuş bir kalem misiniz?

Şu hayattaki en acı şeyin, biz insanların sorunun kendimizden kaynaklı olduğunu hiç görememesi gerçeği olduğunu biliyor musun?

… (Bunları görüp de) hala düşünmüyor musunuz?” (Sâffât; 37/ 138)

 

04.01.2025

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.