Bolu’da 78 kişinin yaşamını yitirdiği yangın davası başladı. Detaylar ve gelişmeler için haberimizi hemen okuyun.
Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda gerçekleştirilen ve yaklaşık 700 kişinin katıldığı tarihi duruşma başladı. Bu salonda, yedi ay önce yaşanan ve 78 masum insanın hayatını kaybettiği trajik yangının ardından ilk kez yargılama süreci başladı. Sanıklar, yangında hayatını kaybedenlerin yakınları, olayın mağduru aileler ve taraf avukatları, heyetin karşısına çıktı. Toplamda 13 sanık hakkında toplam 1998’er yıl hapis ile 19 sanık hakkında ise 22 yıl 6 ay hapis cezası talep eden iddianame, mahkeme tarafından kabul edilip okundu. Sanıklar, duruşma sırasında savunma yaparken, salon adeta bir yas evine dönüştü.
Sabah saatlerinde tamamen dolan salonda, yüzlerce kişi içeri giremedi. Ellerinde kaybettikleri yakınlarının fotoğraflarıyla, sessizlik ve acı dolu gözlerle dışarıda bekleyenlerin sayısı da oldukça fazlaydı. Büyük bir pankart üzerinde, “Sizi Unutmayacağız” yazısı, yaşanan acıyı ve adalet arayışını simgeliyordu. Bu ortamda, yangında yaşamını yitirenlerin yakınları, sanıklara karşı öfke ve acılarını dile getirirken, kimi zaman sinir krizleri geçirdiler, kimi zaman ise sessizce gözyaşı döktüler. Bu öfke ve acı, salonun her köşesini sarmıştı ve güvenlik görevlileri olmasa, ortam daha da tansiyona ulaşabilirdi.
İlk olarak, duruşmada hazır bulunan 61 yaşındaki avukat Yüksel Gültekin söz aldı ve kısa bir konuşma yapıp, duruşmadan sonra dışarı çıkacağını belirtti. Gültekin, yaşamını yitiren 8 yakınını kaybetmişti; 3 çocuğu, gelini ve torunlarıyla birlikte. Gözyaşlarını tutamayan Gültekin, adil bir yargılama talep ederek, “İki aracı kurtarmak için bu kadar insanın ölmesine nasıl razı oldunuz? Artık elimizde hiçbir şey kalmadı. Bu yıkımın sorumlularını görmek istiyoruz” diye haykırdı. Bu sözler salonu adeta yas ve öfke atmosferine çevirdi. Hayatını kaybedenlerin yakınları, sanıklara yönelttikleri öfke ve acıyı dile getirirken, kimi zaman bağırıp, kimi zaman sessizce gözyaşı dökerek duygularını ifade ettiler. Bu yoğun duygusal ortamda, öfke ve acı, duruşma salonunu tamamen sarmıştı.
Kimlik tespitinde, tutuklu sanık olan otel sahibi Halit Ergül, aylık gelirinin 100 bin TL olduğunu beyan etti. Bu açıklama, salonda büyük bir şaşkınlık ve gürültüye neden oldu. Gecelik 38 bin TL ücretle işletilen otelin sahibi, düşük gelir beyanıyla dikkat çekti. Aileler ve katılanlar, bu duruma tepki gösterirken, olayın ciddiyetini ve sanıkların suçunu sorgulamaktan kendilerini alamadılar.
Gazelle Otel’in genel müdürü Ahmet Demir, mahkemeye yaptığı savunmada, olayla ilgili önemli bir detay paylaştı. Demir, “Belediye İtfaiye Müdürlüğü’nde halledilmesi gereken bir evrak olduğunu, bu evrakı Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener’in devreye girerek hallettiğini” açıkladı. Ancak, en dikkat çekici nokta, Demir’in bu evrakın içeriğini bilmediğini iddia etmesi oldu. “Evrakın içeriği hakkında bilgim yoktu, sadece ilgili kişilere ilettim ve işlemin tamamlandığını öğrendim” dedi. Bu açıklama, mahkeme üyeleri ve ailelerde büyük şaşkınlık ve sorgulama yarattı. İnsanlar, “İçeriğini bilmediğin bir evrak için neden kamu görevlisini aradın?” sorusunu akıllarına getirdiler.