Bardot’un yaşamını, şöhretini ve aktivizmini çarpıcı bir dille özetleyen, tartışmalı dönemleri ve toplumsal etkilerini keşfedin.

Fransa’nın dünya çapında ünlü sinema ikonlarından Brigitte Bardot, uzun süren bir hastalık sürecinin ardından 91 yaşında hayata veda etti. Bardot Vakfı, kurucu ve başkanın ölümünü derin bir üzüntüyle duyurdu ve onun dünya çapında tanınan bir sanatçı olarak hayatını hayvan refahına adayan bir kimlik olarak hatırlanacağını belirtti.
1934 yılında Paris’te doğan Bardot, zengin ve kuralcı bir Katolik ailede yetişti. Bale ile başladı, model olarak kariyerine adım attı ve 15 yaşında Elle dergisinin kapağında görünmesini sağladı. Sarsıcı bir çıkışla 1956 yapımı Ve Tanrı Kadını Yarattı ile küresel üne kavuştu. O dönemdeki cinsel özgürlük simgesi olarak anılan Bardot, 1960’larda da sahnelerde ve ekrana yansıyan enerjisiyle dikkat çekti.
Henüz ufukta parlayan başarılar varken, 26. doğum gününde yaşadığı ağır bir sıkıntı onu ölümlü bir dünyaya sürükledi. Ancak bu olay, onun oyunculuk kariyerini durdurmadı. Godard’ın Le Mépris adlı filminde başrol oynadı; Viva Maria! ile BAFTA ödüllerine aday gösterildi ve Amerikan filmleriyle yükselişini sürdürdü. Ayrıca müzikallerde sahne alarak kırkın üzerinde şarkı kaydetti.
Hayvan hakları savunuculuğu Bardot’nun şöhreti zirveye ulaştığında oyunculuğu bırakmaya karar verdi. 1973’te, Fransız Rivierası Saint-Tropez’de sessiz bir hayata geçti ve 1986’da Brigitte Bardot Vakfı’nı kurdu. Kürk karşıtlığı ve plastik cerrahiden uzak durmasıyla tanındı.
Son yıllarda bazı açıklamaları toplumsal tepkileri tetikledi; 2003’teki bir kitapta Fransa’nın İslamlaşmasına ve toplumun alt yapısına ilişkin eleştirileri nedeniyle cezalarla karşılaştı. Harvey Weinstein skandalı sırasında MeToo hareketine karşı çıktığını ifade eden Bardot, farklı görüşlerini sık sık kamuoyuyla paylaştı. 2012 ve 2017 başkanlık seçimlerinde Marine Le Pen’i destekledi ve Le Pen onu 21. yüzyılın Jeanne d’Arc’ı olarak nitelendirdi.