Balıkesir Sındırgı depremi ve tektonik-magmatik kavramların kavramsal analiziyle deprem dinamiklerini açıklayan özgün bir değerlendirme.
Balıkesir’de yaşanan sarsıntılar bir kez daha ülkenin deprem gerçeğini hatırlattı. Dün gece Sındırgı’da kaydedilen 4,5 büyüklüğündeki deprem, İstanbul üzerinde de hissedildi. Sabah saatlerinde ise Konya’da kayda geçen sarsıntı AFAD tarafından 4,9 olarak belirtilirken Kandilli Rasathanesi bu değeri 5 olarak işaret etti.
Deprem uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, CNN Türk’e yaptığı açıklamada Türkiye’nin deprem ülkesi olduğuna vurgu yaptı ve bu tür haberlerin sık sık duyulacağını belirtti: “10 Ağustos’ta Balıkesir Sındırgı’da 6,1 büyüklüğünde bir deprem yaşanmıştı ve bir kişinin ölümüne yol açmıştı. Ancak bu zamana kadar 4’ün üzerinde, hatta 5’e ulaşan sarsıntılar devam ediyor.”
Ersoy’a göre Sındırgı’daki depremler klasik fay hatları üzerinden olan artçı deprem grubundan farklı bir tablo sergiliyor. Artçıların ana fay hattı yerine Simav Fayı’nın güneyine yayıldığı bir durum söz konusu ve bu durum, depremlerin tektonik değil magmatik kökenli olabileceğini düşündürüyor. Batı Anadolu’nun kabuk yapısının incelmesi ve magma kabuğunun baskı altında kalması, bu tür sarsıntıları tetikliyor.
Uzmanın ifadelerine göre bu durum bazı açılardan sevindirici görünüyor: “Enerjinin Simav Fayı’na sıçraması halinde 7 büyüklüğünde deprem olabilirdi. Ancak magmatik kökenli sarsıntılar genellikle uzun süre sürer ve büyük yıkıma yol açmaz; hissedilirler ama ağır hasara neden olmazlar. Bölgede insanları sık sık sarsan bu durum, aynı zamanda kısmen rahatlatıcı bir tablo çiziyor.”