Avrupa-Türkiye güvenlik ilişkisinin demokrasi temelli yeniden şekillendirilmesini ele alan kapsamlı analiz ve güncel perspektifler.

İsviçre’nin Luzern kentindeki bir kongrede söz alan Özel, Lozan Antlaşması ve Montrö Sözleşmesi’nin imzalandığı bu ülkede bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Modern Türkiye’nin kurucu unsurlarını hatırlatan bu vesilede, Avrupa için yeni bir güvenlik yapısının inşa edilirken Türkiye’nin göz ardı edilmemesinin önemine vurgu yaptı; demokrasi ile güvenliğin birbirinden bağımsız olmadığını ifade etti ve her adımda küresel demokrasi dayanışmasının gerekliliğini vurguladı.
İstikrar ve güvenliğin birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğunun altını çizen Özel, demokrasi olmadan iki kavramın da tam anlamıyla gerçekleşemeyeceğini belirtti. Avrupa ve Türkiye’nin güvenliğinin birbirine bağlı olduğu görüşünü tekrarlayarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa ve Türkiye’nin güvenliği birbiriyle bağlantılıdır.”
CHP Genel Başkanı olarak, Ukrayna’daki çatışmaların Avrupa’da yarattığı güvenlik kaygılarının farkında olduklarını söyleyen Özel, tüm savaşların sona ermesi için kararlılıkla çalıştıklarını belirtti. Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefini ve Avrupa güvenlik mimarisi içinde eşit haklara sahip ortaklıkları savunan Türkiye’nin, yalnızca güvenlik garantörü olarak görülmesini reddettiğini vurguladı. Türkiye–Avrupa ilişkilerinin ilkeler temelinde yönlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Özel ayrıca AHBB’nin evrensel demokratik ilkelerini benimsediğini ve CHP’nin bu ilkeleri tam olarak desteklediğini söyledi. “Avrupa” dediğimizde, içinde bulunduğumuz bölgenin tüm güvenliğini kapsayan bir perspektifi kastediyoruz diyerek konuşmasını sürdürdü.
Konuşmasının ardından CHP İsviçre Federal Konseyi Üyesi ve İçişleri Bakanı Elisabeth Baume-Schneider ile bir araya gelen Özel, görüşmenin verimli geçtiğini belirtti.