Arda Güler’in kalpten hikayesi ve futbol hayali hakkında detaylar, başarıları ve ilham verici yolculuğu ile genç yeteneğin yaşamını keşfedin.
La Liga devi Real Madrid’de forma giyen genç milli yıldızımız Arda Güler, The Players Tribune için kaleme aldığı mektup ile hayata, futbola ve ailesine dair içtenlik dolu açıklamalarda bulundu. Okuyucuları duygulandıran ve ilham veren bu yazıda, Arda’nın çocukluk anıları, futbol tutkusunu nasıl geliştirdiği ve büyük hayalleri detaylıca anlatılıyor.
Arda Güler, yazısında şu ifadeleriyle başladı: ‘Sadece birkaç yıl önce ben de sizin gibi hayaller kuran bir çocuktum. Çok komik ama gerçekten… 12 yaşındayken, en büyük hayalim bir PlayStation almak ve FIFA 17 oynamaktı. Bu oyunu ne kadar çok istediğimi anlatamam. O zamanlar pek çok arkadaşımın evinde PS4 ve FIFA 17 vardı, bizim evde ise ben sadece futbol sahasında top oynardım. Ama bir gün arkadaşlarımın evinde yeni çıkan bu oyunu deneme şansı yakaladım ve hayatım değişti.’
Arda, FIFA 17’nin ‘The Journey’ (Yolculuk) modu sayesinde futbol rüyalarını gerçeğe dönüştürme hayali kurduğunu anlatıyor. Alex Hunter karakteriyle başlayan bu hikayede, genç oyun severlerin de hatırlayacağı gibi, yeni bir futbolcu olarak büyük kulüplerle imza atmak ve Cristiano Ronaldo gibi efsanelerle yan yana sahaya çıkmak büyük bir hayaldi. Arda, bu oyunun ona gerçek bir motivasyon kaynağı olduğunu ve futbol tutkusunu pekiştirdiğini belirtiyor.
Babası sayesinde genç yaşta Fenerbahçe taraftarı olduğunu dile getiren Arda, şu sözlerle duygularını paylaşıyor: ‘Babam, Fenerbahçe’yi adeta damarlarımızda hissettiren biriydi. O, aslında kendisi büyük bir Fenerbahçeli değildi, ama onun tutkulu sevgisi ve bağlılığı bizim ailemizde futbolun önemini pekiştirdi. Bir defasında derbide gol atınca o kadar sevindi ki, koltuğundan fırlayıp tavandaki lambayı kırdı. 2010’da şampiyonluk şansımızı kaybettiğimizde ise öyle sinirlendi ki, bir kutuya tekme attı ve ayağını incitti — tam anlamıyla bir çizgi film karakteri gibiydi.’
İflas eden ailesinin hikayesini de anlatan Arda, ‘Ben varlıklı bir ailede büyümedim,’ diyerek, zorluklar karşısındaki duruşunu şöyle özetliyor: ‘Ankara’da küçük bir apartman dairesinde büyüdüm. Annem ev hanımı, babam ise yeni iflas etmiş bir dükkan işletiyordu. Bu durum, futbolun sadece bir hayal olmadığını, aynı zamanda büyük bir mücadele gerektirdiğini gösterdi bana.’
İstanbul’a geliş sürecini anlatırken, ailesinin büyük fedakârlıklarını ve duygusal anlarını paylaşıyor: ‘Karar vermemiz üç ay sürdü. 13 yaşındaydım, annem ve babam benimle birlikte İstanbul’a gelmek istemiyordu. Ama hayalim büyük ve kararlıydım. Babam, “Boğulacaksan büyük denizde boğul” diyerek, bana cesaret verdi. Sonunda, “Yakında her şey yoluna girerse, biz de geliriz” diyerek yola çıktık. İstanbul’a giderken, en önemli anım babamın bana doğum günü hediyesi olan defteri yanımda taşıyıp, içine yazdıklarımdı. O gün, içimde büyük bir sorumluluk ve umut vardı.’
Okul hayatındaki anılarını da paylaşan Arda, ‘Anlamanız gereken şey şu: Ankara ve İstanbul farklı şehirler. İstanbul, para ve imkanlar açısından çok daha avantajlı. Bir gün okulumuzda serbest kıyafete izin verildiğinde, ben üniformayla geldim ve arkadaşlarım bana baktı. “Arda, ne yapıyorsun?” diye sordular. Ben de “Aaaa, unuttum ya. Tüh” deyip gülerek anlatıyorum, aslında unutmamıştım ama başka bir kıyafetim yoktu. Bu yüzden, hayallerim ve gerçekler arasındaki farkı orada fark ettim.’
Fenerbahçe’de 10 numaralı formayı alma hikayesini anlatırken, ‘Mesut Özil’in ayrılmasından sonra, yeni forma sahiplerinin kim olacağı belli değildi,’ diyor. ’17 yaşındayken, 10 numarayı almak büyük bir hayaldi. Yönetim bana, “Arda, bu forma senin” dediğinde, içimde büyük bir sevinç ve gurur hissettim. O gün, sadece bir forma değil, bir hayalin gerçeğe dönüştüğünü hissettim.’
Arda, Real Madrid’e transfer sürecini şu sözlerle anlatıyor: ‘Dördüncü hayalim olarak gördüğüm Madrid’e ulaşmak, gerçekten çok hızlı oldu. O yaz, babamla uzun uzun konuştuk ve karar vermek zordu. Sayın Carlo Ancelotti ile görüştüğümde, o anın gerçeküstü olduğunu hissettim. Güneşli bir günde, Hawai gömlekleri ve güneş gözlükleriyle konuşuyorduk ve bana “Sana büyük bir gelecek var, fırsatların olacak” dedi. O an, hayallerimin ötesinde bir adım attığımı fark ettim. Babamla birlikte, gözyaşlarımızı sildik ve yeni maceranın başlangıcını kutladık.’
Teknik direktör Carlo Ancelotti’yi anlatırken, ‘Dünyanın en büyük kulübünde, onun gibi bir baba figürüyle çalışmak büyük bir şans,’ diyerek, ‘İlk baştan itibaren bana çok yakın oldu ve bana hep baba gibi yaklaştı.’
Gelecekle ilgili hayallerini paylaşan Arda, ‘Türk futbolunun yeni nesline öncülük etmek istiyorum,’ diyerek, ‘Her zaman daha iyi olmak ve büyük hedefler peşinde koşmak istiyorum. Türk futbolunun büyük umudu olmak, ama aynı zamanda herkesin önünü açmak istiyorum.’
Son olarak, 20 yaşına girerken, ‘Defterimde hâlâ gerçekleşmeyi bekleyen birçok hayalim var,’ diyerek, ‘Real Madrid’de önemli bir oyuncu olmak ve Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırmak en büyük hayalim. Ayrıca, burada 10 numarayı giymek ve kulübüm için büyük bir değer olmak istiyorum.’