Apa Barajı’nın gölgesinde 11 gözlü köprü: anılar, yaşam mücadelesi ve gün yüzüne çıkan umutlar.

Kuraklık nedeniyle Apa Barajı suları çekince, bölgenin simgesi haline gelen 11 gözlü köprü gün ışığına çıktı. Köprünün Osmanlı dönemi sonlarına ait olduğu düşünülüyor; ancak kesin kurulum tarihi kesinleşmemiş durumda.
Emekli öğretmen Süleyman Şahin, çocukluğunu baraj öncesi sular altında geçirdiğini hatırlatarak, baraj inşasının köyünden koparıp götürdüğünü ifade ediyor. 1957 yılında köyünden ayrılmak zorunda kaldıklarını belirten Şahin, “Baraj kurulduğunda yeni bir Apa köyü kurulmuştu. Eski köyümüzde Romalılar’dan kalma eserler ortaya çıkmıştı. Köprü yüksek ve altındaki gözdelerden arabalı yükler geçerdi. Mart ve Nisan aylarında nehir adeta coşardı. Etrafı söğüt ağaçlarıyla doluydu; şimdi ise balçık ve çamurla kaplandı. Çocukluğumuz burada geçti” diye konuştu.
“BARAJ İÇİN BIRAKIP GİTTİĞİM KÖYÜMÜZ, SULAR ÇEKİLİNCE ORTAYA ÇIKTI”
Köyünün baraj yüzünden sular altında kalacağını annesinin gözyaşlarıyla öğrendiğini anlatan Şahin, sabah uyandığında annesinin ocağın başında tencereyle bir şeyler pişirirken hıçkırarak söylediğini aktardı: “Burası baraj olacakmış. Evler yıkılacak, mezarlar su altında kalacakmış. Biz burada doğduk; annemiz, babamız burada kaldı. Onları bu köyden ayrılmak zorunda bırakacağız.” Annesinin gözyaşlarıyla öğrendiği bu ayrılık, hatıraların sular altında kalmasına yol açtı; ancak sular çekildiğinde köy yeniden ortaya çıktı ve Şahin için hatıralar yeniden canlandı.