Antalya-Alanya Otoyolu finansmanı ve bölgesel kalkınmaya katkısını kapsamlı analizle ele alıyoruz: ekonomik etkiler, yatırım ve istihdam yansımaları.
Antalya ile Alanya arasındaki ulaşım kapasitesini güçlendirmeyi hedefleyen yeni otoyol projesinin finansal kapanış töreni, Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nde düzenlenen etkinlikte değerlendirildi. Yıllık olarak milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlayan bu iki merkez için artan nüfus ve hareketlilik, gelişmiş bir ulaşım altyapısına olan ihtiyacı daha da belirginleştirdi. Proje, yalnızca bir yol inşası değil; turizm, ticaret ve bölge ekonomisini canlandıracak bir kalkınma hamlesi olarak nitelendirildi.
Toplam uzunluğu 122 kilometre olan otoyolun ana gövdesi 84 kilometre iken bağlantı yolları ile birlikte bu rakam 122 kilometreyi buluyor. Proje kapsamında 7 seviyeli kavşak, 4 bin 365 metre uzunluğunda 5 tünel, 5 bin 966 metre uzunluğunda 16 viyadük ve 4 hizmet tesisi gibi unsurlar yer alıyor. Söz konusu otoyol, mevcut rotayı ortalama 2,5 saatlik sürüşten 36 dakikaya düşürerek özellikle yaz aylarında yaşanan trafik sıkışıklığını azaltmayı hedefliyor. Ayrıca yolculuklar Kleopatra Plajı’ndan Kaleiçi’ne, Aspendos’tan Manavgat Şelalesi’ne kadar uzanan güzergâhta daha hızlı ve güvenli hale gelecek.
Yıllık tasarruf hedefi olarak akaryakıt giderlerinde yaklaşık 800 milyon lira, zaman tasarrufunda ise 16,9 milyar lira gibi önemli rakamlar öngörülüyor; böylece yıllık toplam tasarruf yaklaşık 17,7 milyar lira olarak öne çıkıyor. Proje, zamanda kayba yol açmadan finanse edilmesi gerektiğini gösteren fizibil bir çalışmayla hayata geçmesi planlanıyor. Karbon emisyonlarında da 47 bin tonluk azalma bekleniyor; bu da Toroslar’ın ormanlarını ve Akdeniz’in berrak sularını koruma yönünde önemli bir katkı anlamına geliyor. Turizm ve tarım sektörlerinin hareketliliğini artırarak bölge halkının refahına da katkıda bulunacak.
Projenin kamu-özel işbirliği (KÖİ) modeliyle hayata geçirileceği ifade edildi ve bu sayede kamu kaynağı kullanılmadan özel sektör finansmanı ile yatırımların daha hızlı tamamlanması hedefleniyor.
İmzalanan finansman kapsamında, toplam yatırımın yaklaşık %30’luk bölümünün öz sermaye ile, kalan %70’lik kısmının ise kredi ile karşılanması planlandı. Krediyi sağlayan finans kurulları arasında Çin, Suudi Arabistan, Kuveyt, Almanya ve Yunanistan merkezli bankalar ile yerli finans kurumları yer alıyor. Bu durum, projenin küresel finansman talebine yanıt verebilecek düzeyde olduğunu gösteriyor ve 2 katından fazla talep gelmesi bunun bir göstergesi olarak değerlendirildi.
“Türkiye’nin küresel lojistik ağındaki rolü için stratejik bir adım” şeklinde nitelendirilen proje, Denizli–Antalya ve Burdur–Antalya otoyollarıyla entegre olarak İzmir’den Avrupa sınırına uzanan kesintisiz bir otoyol ağının parçası haline gelecek. Projeler, Türkiye’nin istikrarı ve geleceğine duyulan güvenin somut göstergelerinden biri olarak değerlendirildi.
İstihdam ve ekonomik etki konusunda ise yatırım süresi boyunca yaklaşık 9 bin kişiye istihdam sağlanması öngörüldü. Limak Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, projenin bölgesel kalkınmanın itici gücü olacak bir yatırım olduğuna dikkat çekti. Özdemir ayrıca, Bir Kuşak Bir Yol Girişimi kapsamında Çin Halk Cumhuriyeti tarafından kurulmuş İpek Yolu Fonu’nun Türkiye’de bu tür yatırımlara kredi sağlamasının, ülkenin gelecek vizyonuna olan güvenin teyidi olduğunu belirtti.
Kapanış töreninin ardından finansmanı sağlayan banka temsilcileri ile Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilileri, işlemin resmi imzalarını attılar. Antalya-Alanya Otoyolu’nun kredilendirme süreci ve gelecek planları üzerine projeye dair değerlendirmeler, bölgenin ekonomik potansiyelinin güçlendirilmesi açısından dikkat çekti.