Annelerin kalp sağlığı ve psikolojik yükleri hakkında bilinçli ve sağlıklı yaşam için rehber. Kendinizi ve sevdiklerinizi korumak için ipuçları burada.
Bir annenin kalbi, sadece sevgiyle değil, fedakârlık, sabır ve sonsuz özveriyle çocukları için atar. Bu büyük sevgi ve özveri içinde anneler, yaşamın yükünü omuzlarında taşırken zaman zaman kendi sağlıklarını geri planda tutabiliyorlar. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut ise, “Annelerin kalbi stres ve üzüntülere karşı daha hassastır. Kaygı seviyeleri yüksek olan anneler, çarpıntı ve ritim bozukluklarına ek olarak, ani gelişen derin üzüntülerin de kırık kalp hastalığı ve kalp yetersizliğine yol açabileceğini bilmeli” diyor.
Özellikle kalp sağlığı, kadınlarda yaş ilerledikçe daha da önemli hale gelir. Bu nedenle, çocuklarını yürekten seven annelerin, kendi kalplerine de özen göstermeleri gerekir. Prof. Dr. Karabulut, “Kadınlarda kalp-damar hastalıkları, zamanında önlem alınmadığında ciddi riskler barındırır. Günümüzde, eğitim ve kariyer nedeniyle ertelenen evlilikler, gebelik yaşının 30’un üzerine kaymasına neden olmaktadır. 40 yaş üzeri gebelikler, ek riskler taşımaktadır; hipertansiyon, diyabet ve kalp yetersizliği gibi sorunlar bu dönemde daha sık görülür. Ayrıca, iş yükü ve gebeliğin getirdiği yükler birleşince, annelerin üzerindeki yükler artar” şeklinde uyarıyor.
Bu yaş grubu özellikle çalışan anneler için hızlı geçen bir zaman dilimidir. Genel olarak, ailevi kalp hastalığı olmayan kişilerde bu dönemde kalp damar hastalıkları nadirdir. Ancak, yoğun iş temposu ve ev işleri nedeniyle stres, çarpıntı atakları ve nefes darlığı sıkça görülür. Uyku düzensizlikleri, kas ağrılarını ve genel vücut yorgunluğunu tetikleyebilir. Bu dönemde, çocuk sahibi olmayı planlayan kadınlar, hamileliklerini ertelememeli ve düzenli sağlık kontrollerini ihmal etmemelidir. Demir, vitamin ve mineraller açısından takibin önemi büyüktür.
Bu dönem, özellikle kilolu ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalıkları olan anneler için riskli bir dönemdir. Aralıklı tansiyon ölçümleri ve düzenli hareket, bu hastalıkların gelişimini engellemeye yardımcı olur. Gebelikler genellikle riskli hale gelir, kilo alımı dikkatli yapılmalı ve hareket alışkanlığı teşvik edilmelidir. Doğum sonrası ortaya çıkan nefes darlıkları ve ödem, gebeliğe bağlı kalp yetersizliğinin işareti olabilir. Ayrıca, adet düzensizlikleri erken menopozun habercisi olabilir ve bu durum, kalp hastalıkları açısından risk faktörüdür.
Menopoz döneminde hormonal değişimler, fiziksel ve psikolojik açıdan çeşitli etkiler yaratır. Uykusuzluk, kaygı seviyelerinde artış, aile içi sorunlara karşı hassasiyet ve depresyon riski yükselir. Menopoz sonrası kadınlarda kalp hastalığı riski önemli ölçüde artar, özellikle sağlıksız yaşam tarzı ve kilo problemi olanlarda bu risk daha da büyür. Kilo kontrolü ve hareket, bu dönemde de hayat kalitesini artırmak için olmazsa olmazdır. 50 yaş üzeri kadınlarda hipertansiyon sık görülür ve düzenli tansiyon takibi, erken teşhis açısından hayati önem taşır.
Kalp krizi, uzun yıllar erkek hastalığı olarak görülmüş olsa da, günümüzde kadınlarda da ciddi oranda artış göstermektedir. Prof. Dr. Ahmet Karabulut ise, “Kadınlar, hem evin yükü hem duygusal sorumluluklar nedeniyle kendi kalplerini ihmal edebiliyor. Aşırı stres, sigara kullanımı, obezite ve sağlıksız beslenme, kadınlarda kalp-damar hastalıklarının yaygınlaşmasına yol açıyor” diyor. Kadınlarda kalp krizi belirtileri, erkeklere göre farklılık gösterebilir; göğüs ağrısı yerine sırt, mide veya baş dönmesi gibi şikayetler ön plana çıkabilir. Aile öyküsü, sigara kullanımı ve diyabet gibi risk faktörleri olan kadınlar, düzenli kalp muayeneleri yaptırmalıdır.