Anayasa’ya aykırı bulunan düzenlemenin iptali üzerine 60 gün ve 1 yıllık sürelerin kapsamlı incelemesi. Hukuki süreç ve sonuçlar.

Bir karar kapsamında Mardin 1. İdare Mahkemesi, 2004 tarihli 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’da yer alan bazı hükümlerin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştur. Başvuruda, özellikle 2005 yılında değiştirilen 6. maddeye atıf yapılarak, terör eylemleri veya buna bağlı faaliyetler nedeniyle zarar görenler ile zarar görenin mirasçıları veya yetkili temsilcilerinin zararın öğrenilmesinden itibaren 60 gün içinde il valiliklerine başvurmalarının gerektiği belirtilmiştir. Bu hüküm, kişiler yönünden öngörülemez ve belirsiz olarak değerlendirildi.
Yüksek Mahkeme, idare mahkemesinin iptal talebinin yalnızca “veya mirasçılarının” ibaresi üzerinden yapılabileceğini, bunun zararı gören kişiler ile yetkili temsilcilerini de kapsayacağını tespit etmiştir. AYM ise incelemesi sonucunda, söz konusu ibarenin Anayasa’ya aykırı olduğuna karar vererek iptaline hükmetmiş ve iptalin 9 ay sonra yürürlüğe girmesini kararlaştırmıştır.
Kararın gerekçesinde, iptal edilmesini isteyen düzenlemede öngörülen sürenin davanın açılacağı süreyi de etkilediği ve mahkemeye erişim hakkını sınırladığı ifade edilmektedir. İdari yargı yolunun, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu çerçevesinde belirlenen tazminat taleplerinin süreleri ile terörle ilişkili zararlar için getirilen 60 gün ile 1 yıl arasındaki sürenin, hak kaybı yaratacak nitelikte olduğu vurgulanmıştır. Bu nedenle zararın hangi kanun kapsamında değerlendirileceği, yargılama sırasında yapılacak inceleme ile netleşecek olsa da şu aşamada 5233 sayılı kanun kapsamındaki sürenin geçmiş olabileceği değerlendirilmiştir.
Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi, terör olayları nedeniyle zarara uğrayan ilgililerin hangi yasa kapsamında talepte bulunmaları gerektiği konusunda belirsizlik yaratan bu kuralı Anayasa’ya aykırı bularak iptal etmiş ve iptal kararını açıkça belirtmiştir. Kararda, iptalin gerekçeleriyle birlikte Anayasa’ya uygun bir çerçeveye oturtulması gerektiği ifade edilmiştir.