Anadolu’nun sofralık yolculuğunu anlatan bu sergi, zamansız zarafetin yeniden doğuşunu büyüleyici bir keşfe dönüştürüyor.

Emine Erdoğan’ın himayesinde Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmeye başlanan Anadoludakiler: Sof’un Zamansız Yolculuğu, sof kumaşının toplumsal hafızadaki yerini yeniden gündeme getiriyor. Bakanlıklar ve yerel kurumların ortak çalışmasıyla unutulmaya yüz tutmuş bu miras, usta eller tarafından müze vitrinlerinden çıkarılarak geleceğe taşınıyor.
Etkinlikte Emine Erdoğan, sofun Ankara’nın dokusuna işlemiş bir hafıza olduğunu vurgulayarak, mirasın nasıl korunup yaşatıldığını ve genç kuşaklara nasıl aktarılacağını ayrıntılı biçimde paylaştı. Dokumanın kökenlerinden bugüne uzanan serüveni, hem tarihsel seyyah kayıtlarıyla hem de güncel üretim pratikleriyle ele alınıyor.
BİR KUMAŞIN YÜZEYİNE DOKUNMAYLA BÜYÜK BİR KÜLTÜR HARİTASINA DA DOKUNURSUNUZ sözleriyle Emine Erdoğan, dokumaların yalnızca materyal olmadığını, her birinin bir medeniyetin anlatısını taşıdığını ifade etti. Kumaşlar, düğümlenen mesafeleri kapatan geleneklerin dili olarak da görülüyor ve her motif, her dikiş geçmişin izlerini günümüze taşıyor.
Etkinlikte yer alan 35 parçalık koleksiyon, sof kumaşını modern tasarımlarla yeniden yorumluyor. Desenler, geleneksel el sanatlarını ve teknikleri bir araya getirerek, sofun zarafetini çağdaş moda dünyasına taşıyor. İlk dokumanın ve ilk resmin üretildiği Anadolu’nun zenginliğini gelecek nesillere aktarmak amaç edinilmiş durumda.
Kültürel miras savunuculuğu ve zanaat üniversitesi gibi kurumların iş birliğiyle konunun genişletildiğini belirten Erdoğan, gençlerin bu alanları kariyer olarak görmelerinin önemine değindi. Geleneksel sanatların modern tasarım anlayışıyla bir araya gelmesiyle, Anadolu’nun ruhunun dünyaya yayılabileceği öne sürülüyor.
SOF, KİFİYETİYLE VE TEKNOLOJİYLE uyumlu bir şekilde, yazın serin, kışın sıcak tutan, neme karşı dayanıklı ve kırışmayan yapısıyla öne çıkıyor. Ankara Tasarım ve El Sanatları Merkezi’nin sof kumaşından şal, fular ve atkı üretimleriyle, dantel ve iğne oyası gibi geleneksel öğeler sofla buluşturuluyor.
Geleneksel sanatlarımızı çağın tasarım diliyle uyumlu kılma hedefiyle, moda tasarımcıları ve tekstil sektörü için yeni bir yol açılıyor. Bu adımlar, Anadolu’dan dünya markaları çıkarmak yönünde umut verici bir vizyon sunuyor. Gelecek dönemde, medeniyet mirasını evrensel kültürle buluşturacak projelerin hayata geçmesi bekleniyor.
SOF KUMAŞINDAN KIYAFETLER DEFİLEDE GÖSTERİLİYOR Defile öncesinde Emine Erdoğan, koleksiyonun bir parçası olarak sergiyi gezdi; gösteri, sof kumaşından tasarlanmış 35 parçalık bir koleksiyonla devam etti. Defile sonunda Azra Akın, son kıyafeti davetlilere sundu. Katılımcılar arasında Bakanlar, vali ve kurum temsilcileri ile moda basını yer aldı. Sergi için mekanda sof yolculuğunu anlatan görseller de paylaşımda bulundu.
GEÇMİŞTEN BUGÜNE ANADOLU’nun KÜLTÜREL MİRASI: SOF 15. yüzyıldan itibaren tiftiğe dayalı dokuma sanayisinin Ankara keçisinden elde edilen iplikle üretilen sof kumaşlar, yüzyıllar boyunca rağbet gördü. Zamanla ilgi azalınca unutulmaya yüz tuttular; Dokuma Atlası projesiyle yeniden hayat buldu ve Ankara Olgunlaşma Enstitüsü ile yürütülen çalışmalarla tescil ve üretim destekleri sağlandı.
KURDELE NAKIŞINDAN TEL KIRMAYA: 35 PARÇALIK KOLEKSİYON koleksiyon, Ankara’nın kadim dokuma geleneğini çağdaş tasarım anlayışıyla bir araya getiriyor. Çarpana, suzeni, tel kırma, kurdele nakışı gibi teknikler; el eğirmesi, doğal boyama ve sıfır atık yaklaşımıyla bir araya gelerek, geçmişin ruhunu bugüne taşıyor.