Çayın dumanı yükseldikçe
huzur da yükselir.
Bir evde akşam çayı demleniyorsa, orada hayat usulca toparlanmış demektir.
Günün telaşı kapının dışına bırakılmış, koşuşturmanın tozu alınmış, ruhun üstü başı silkelenmiştir.
O çay kokusu var ya…
Evin duvarlarını bile yumuşatır.
Çatık kaşları gevşetir, yorgunluğu çözer, gönülden bir “oh” dedirtir.
Çocukların ödevi bitmiş, kalemin ucu artık susmuştur.
Anne, gün boyunca sakladığı yorgun tebessümünü çıkarıp koltuğun köşesine bırakır.
Baba, bir bardak çayın bu dünyada en büyük terapi olduğunu yeniden hatırlar.
Sonra başlar günün hikâyesi…
Azıcık şikâyet, biraz tebessüm, bir tutam muhabbet…
Çayın dumanı yükseldikçe huzur da yükselir.
Sanki her yudum, evin içine görünmez bir bereket çizgisi çeker.
Konuşmaların rengi güzelleşir, seslerin tonu yumuşar.
Çay neşenin kardeşidir çünkü;
küsülen gönlü barıştırır, dağınık düşünceleri toplar, kalplere tatlı bir dinginlik armağan eder.
Bir bardak çay varsa, o evde umut hep diri kalır.
Bir bardak çay varsa, sofranın bereketi eksik olmaz.
Bir bardak çay varsa, yüzler gülmeyi unutmaz.
Allah her eve böyle çaylı akşamlar, böyle huzurlu köşeler, böyle muhabbetli dakikalar nasip etsin.
Ya Rabbi…
Evlerimize huzur, sofralarımıza bereket, kalplerimize sükûnet ver.
Ailelerimizi muhabbetle bir arada eyle;
çayı demleyen elleri, gönlü demleyen sabrı daim eyle.
Âmin.