Adli tıp incelemeleri ve soruşturmaların güncel seçkisi: Rojin Kabaiş vakasıyla bilimsel yaklaşım ve adalet arayışı
Ülkemizde Van’da yaşanan kayıp olayına ilişkin soruşturmada Adli Tıp Kurumu’nun kapsamlı incelemeleri ve ek uzman mütalaası talebi süreçte önemli bir rol oynamaktadır. Bu adımlar, otopsi sonuçlarıyla sınırlı kalmayıp biyolojik, toksikolojik ve histopatolojik analizleri de kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Mevcut raporlara göre, dosyaya dahil edilen bulgular titizlikle değerlendirilmeye devam edilmektedir.
İlgili süreçte kamera kayıtları, telefon incelemeleri ve HTS dokümanları da ayrıntılı biçimde incelenmektedir. Rojin Kabaiş’in kullandığı telefonun kilidinin açılması için yurtdışından getirilen uzmanların teknik çalışmaları ve dijital materyallerin incelemeleri sürmektedir. Bu çalışmaların amacı, delillerin bütünlük içinde ele alınması ve yargı makamlarının koordineli çalışmasıyla maddi gerçeğin netleşmesini sağlamaktır.
Rojin Kabaiş’e ilişkin olayın aydınlatılması amacıyla Adli Tıp Uzmanlık Birimleri tarafından raporlar derlenmiş ve bu raporlar soruşturma dosyasına girmiştir. Ayrıca, Adli Tıp Kurumu’ndan konuya ilişkin ek bir uzman mütalaası talep edilmiştir ve bu talep, soruşturmanın ilerleyen safhalarında da dikkate alınacaktır.
NE OLMUŞTU? 27 Eylül 2024 tarihinde Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencisi olan Rojin Kabaiş’in yurttan ayrıldıktan sonra kaybolması ve 15 Ekim’de Mollakasım Mahallesi sahilinde cesedinin bulunması olayı, yürütülen adli süreçte çok yönlü bir incelemeyi zorunlu kılmaktadır. 10 Ekim’de Adli Tıp Kurumu Biyolojik İhtisas Dairesi Merkezi tarafından hazırlanan rapor, dosyaya dahil edilmiştir. Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır Barosu ve Van Barosu’nun avukatlarının katılımıyla gerçekleştirilen ortak basın toplantısında, önceki raporun eksik ve hatalı bulunduğu iddialarıyla suç duyuruları gündeme gelmiştir. Raporda Rojin Kabaiş’in göğüs ve vajinal bölgelerinde iki farklı erkeğe ait DNA saptanmıştır.