Adalet ve Siber Suçlar: Dezenformasyonla Mücadelede Yol Haritası ve Yargı Güveni

Adalet Bakanı Tunç, toplumda adalet sistemine yönelik dezenformasyonun güveni zedelediğini vurguladı ve vatandaşların adalete olan güveninin sarsılmaması gerektiğini söyledi. Basın toplantısında gündemdeki konuları ele alan Bakan, yargıya yönelik yanlış bilgi yayılarak hükûmete karşı bir güvensizlik oluşturmanın amaçlandığını belirtti.

Gelen haberlerde yer alan bir iddia örneğini hatırlatan Tunç, bu tür haberlerin milyonlarca kişiye ulaştığını ve adalet algısını olumsuz etkilediğini ifade etti. Yayının ardından yapılan çalışmalarda, haberin gerçeklerle bağdaşmadığı netleşti ve milyonlarca kişinin yanıltıldığı görüldü. Bakan, adaletin temel taşı olan güven duygusunu korumanın önemine dikkat çekti ve bazı basın mensuplarının konuyu doğru gazetecilik sınırları içinde ele alması gerektiğini vurguladı.

“YARGIYA GÜVENİ SARSMAYA YÖNELİK PROPAGANDALAR YAPILIYOR” cümlesiyle sürecin önemine değinen Bakan, yargı üzerinde yanlış yönlendirme yapanların eleştirilmeden önce doğruluğu teyit edilmesi gerektiğini belirtti. Özellikle yargı ve adalet konularında paylaşılan içeriklerin dikkatli incelenmesi gerektiğini dile getirdi.

Bilişim suçları ve siber olaylar konusuna değinen Tunç, dijital alanın da güvenli bir şekilde denetlenmesi gerektiğini söyledi. İnternet üzerinden örgütlenen suçların yalnızca ülke sınırlarıyla sınırlı olmadığını hatırlatan Bakan, uluslararası iş birliği ve mevcut mevzuatla bu suçların önlenmesi için çalıştıklarını kaydetti. 11. Yargı Paketi kapsamında bilişim suçlarına yönelik düzenlemelerin ilerlemesinin süreci güçlendireceğini belirtti.

“ÇOCUKLARI SUÇA SÜRÜKLEYENLERİN CEZALARI ARTIRILACAK” ifadesiyle, çocukların suça sürüklenmesini önleyici tedbirlerin artırılacağını söyledi. Düzenlemeler içinde örgüt kurma ve yönetme suçlarının cezalarında artış öngörüldüğünü aktaran Bakan, örgüt içinde çocuğun araç olarak kullanılması durumunda cezaların artacağını açıkladı. Bu kapsamda mevcut yasal çerçevedeki bazı hükümler güçlendirilecek ve çocukların korunması amacıyla daha sert yaptırımlar uygulanacak.

“ÖZGÜR ÖZEL, ALGI ÇALIŞMASI YAPIYOR” başlığı altında ise muhalefetin bazı soruşturmalara yönelik algı çalışmaları yürüttüğü eleştirildi. Meclis içindeki süreçler ve yargı kararlarının, kamuoyunda adalet sistemiyle ilgili yanlış algılar oluşturmaması için dikkatli takip edilmesi gerektiği ifade edildi. Siyasi süreçlerin yargı mekanizmasını etkilemeye çalıştığı iddia edildi ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde bağımsız kararlar vurgulandı.

“TERÖRÜ SONLANDIRMA NOKTASINDA ÖNEMLİ AŞAMALAR KAYDETTİK” kapsamında, terörle mücadelede elde edilen ilerlemeler ülke içinde ve dışında desteklenen bir yaklaşım olarak öne çıkarıldı. Silah bırakma süreci ve demokratikleşme adımlarının, teröre yönelik baskıyı artırdığı ifade edildi. Meclis içindeki komisyonların geniş katılımıyla oluşturulan raporlar ve yol haritası doğrultusunda, yasal düzenlemelerin milletin rızasıyla hayata geçirilmesinin önemi vurgulandı.

“SELÂHATTİN DEMİRTAŞ HAKKINDAKİ AİHM KARARI DEĞERLENDİRİLECEK” başlığıyla, AİHM kararlarının Türkiye’nin uyum oranı açısından değerlendirildiği ve bazı kararların daire kararıyla sonuçlandığı belirtildi. Türkiye’nin AİHM kararlarına uyum konusunda genel bir tablo sunuldu; uyum oranının yüzde 91 olduğuna dikkat çekildi ve davaların mevcut süreçleri hakkında bilgi verildi.

“ARTIK DARBELER DEVRI KAPANMIŞTIR” ifadesiyle yeni anayasa çalışmaları ve demokratikleşme hedefleri ele alındı. Darbe çağrılarına ve darbe anayasasına atıfların son bulması gerektiği vurgulandı. Milletin temsilcileri tarafından yazılacak, temel hakları önceleyen ve katılımcı bir yaklaşımla hazırlanacak yeni anayasanın Türkiye’nin ikinci yüzyılında önemli bir kazanım olacağı ifade edildi. Sıkıyönetim ve benzeri uygulamaların kaldırılmasıyla, askeri-yargı bağımsızlığı ve demokratikleşme süreçlerinin ilerletilmesi hedeflendi. Terörsüz Türkiye vizyonu doğrultusunda anayasa çalışmalarının siyaseten uzlaşmayla ilerlemesi gerektiği ifade edildi.

(Kaynak: TRT Haber)