Adalet Bakanlığı 2026 bütçe görüşmeleri: Tunç’un denetim vurgusu ve soru önergelerine hızlı yanıt bildirimiyle süreçler netleşiyor.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı’nın 2026 bütçe görüşmeleri sonrasında milletvekillerinin eleştiri ve sorularına yanıt veren Bakan Tunç, soru önergelerine verilen cevapların gecikmediğini vurguladı. Şu ana kadar 3 bin 123 soru önergesine cevap verildiğini ve bu oranın bakanlıklar arasında en yüksek olduğuna dikkat çekti. Ayrıca bekleyen cevapların da mümkün olduğunca kısa sürede milletvekillerine ulaştırılacağını söyledi.
Kovid-19 düzenlemesine ilişkin bir soruya yanıt verirken, cezaevlerinde bulunanların o süreçten faydalandığını, sonrasından girenlerin ise bu faydadan yararlanamadığını belirtti. Bu konunun etki analizine tabi tutulması gerektiğini ifade eden Tunç, Meclis’in ve milletvekillerinin takdirine bağlı olarak yürütmenin bu yönde hareket edeceğini dile getirdi. Kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin eleştirilere karşı ise hassasiyeti yüksek olduklarını ve bu alanda yapılan düzenlemelerin, Türk Ceza Kanunu’ndaki caydırıcılığı artırdığına vurgu yaptı. Ayrıca Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 5. Ulusal Eylem Planı’nın Resmi Gazete’de yayımlandığını hatırlattı ve kararlılıkla uygulamaya devam edeceklerini kaydetti.
“ASİL SUÇLU OLAN SUÇA SÜRÜKLEYEN NEDENLERDİR” bölümünde çocuk suçları ve onarıcı adalet ilkeleriyle ilgili çalışmalar hakkında konuşan Tunç, mağdur ve suça sürüklenen çocukların yararına odaklanan düzenlemelerin hayata geçtiğini belirtti. Çocuk adalet merkezleri ve izlem merkezleri gibi altyapıların açıldığını hatırlatarak, 12 yaşından küçüklerin ceza almadığı, 12-15 yaş arası yarı indirimin, ve 15-18 yaş arası üçte bir indirim uygulanması konularına değindi. Suça sürüklenen çocukların nedenlerini ortadan kaldırmanın çok önemli olduğunu vurgulayarak Meclis Araştırma Komisyonu’nun bu alanda çalışmalarını sürdüreceğini söyledi.
“ENDEKS OBJEKTİF KRİTERLERE DAYANMIYOR” adlı başlık altında Türkiye’nin hukukun üstünlüğü endeksiyle ilgili görüşlerini paylaşan Tunç, endeksin ABD merkezli bir kuruluş tarafından yayımlandığını ve Türkiye’nin 118. sırada gösterildiğini belirtti. Siyasi gelişmelerin ve yargı süreçlerinin bu tür listelerde tek başına belirleyici olmadığını ifade ederek, gerçekçi olmayan karşılaştırmaların adalet terazisini saptırdığını savundu. Basın özgürlüğü endeksine ilişkin iddialar için de Türkiye’nin farklı değerlendirmelerle karşılaştığını, bazı ülkelerin bu tür listelerde geride gösterildiğini savundu ve bu saptamaların taraflı olabileceğini dile getirdi. Adalet Bakanlığı bütçesinin bu derneklerin faaliyetlerine kaynak ayırmadığını hatırlattı.
“KUYU TİPİ CEZAEVİ BİZDE YOK” ifadesiyle kira uyuşmazlıklarında arabuluculuk uygulamasının yaygın kullanımı hakkında bilgiler verdi. 1 Eylül 2023’te yürürlüğe giren arabuluculuk sayesinde uzlaşmanın sağlandığı dosya sayısını paylaştı ve kira taraflarının adliyeye gitmeden barışa kavuştuğunu belirtti. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini geliştirmek için çalışmaları sürdüreceklerini ve 2013’ten bu yana arabuluculukla yaklaşık 8 milyon dosya ele alındığını, bunlardan büyük bir kısmının uzlaşma ile netleştiğini söyledi. Ayrıca 2024-2025 yılları arasında cezaevlerinde tedbirli olarak değerlendirilmesi gereken hastalıklar nedeniyle toplam 1353 kişinin tahliye edildiğini bildirdi.
“SÖZÜŞTURMAYI SONUNA KADAR TAKİP EDİYORUZ” başlığıyla Van Gölü kıyısında bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölümünü soruşturma sürecine değinen Tunç, olayın aydınlatılması için cep telefonu ve dijital kayıtlar üzerinde çalışmaların sürdüğünü açıkladı. İspanya’daki bir programla elde edilen verilerin incelendiğini ve delillerin ortaya çıkarılması için gerekli adımları attıklarını ifade etti. Ailenin hassasiyetine vurgu yaparak soruşturmanın tüm yönleriyle takip edildiğini belirtti.
“YENİ ANAYASA İHTİYACI” konusuna da değinen Tunç, mevcut anayasa değişiklikleriyle demokratikleşme adımlarının atıldığını, ancak yeni bir anayasa için Meclis’in uzlaşıya ihtiyacı olduğunu ifade etti. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru haklarıyla başlayan süreçlerin yüksek mahkeme tartışmalarına yol açtığını söyleyerek, ileride de benzer tartışmaların yaşanabileceğini belirtti. Türkiye’nin hukuk devleti olduğuna vurgu yapan Tunç, bağımsız ve tarafsız bir yargının önemine dikkat çekti.
Görüşmeler kapsamında Adalet Bakanlığı’nın 2026 bütçesi ile birlikte Hakimler ve Savcılar Kurulu, Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Türkiye Adalet Akademisi, Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay’ın bütçeleri de onaylandı.