ABD-Çin görüşmeleri ve küresel piyasalarının etkileri: faiz kararları, emtia akımları ve yatırım stratejileri.

ABD ile Çin arasındaki temaslar, özellikle soya fasulyesi başta olmak üzere birçok emtianın fiyat hareketlerinde belirleyici bir rol oynadı. Güney Kore’de gerçekleşen zirvede, ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, pek çok konuda uyum içinde olduklarını ifade ettiler ve Çin’in geniş ölçüde tarım ürünleri alımı yapacağını duyurdular. Ayrıca nadir toprak elementleri konusundaki engellerin kalktığını ve yakında bir tarife anlaşması için ilerlenebileceğini belirttiler.
Görüşmenin hemen ardından Fed’in politika faizi kararları ve Başkan Powell’ın açıklamaları piyasalarda öne çıkan unsurlar arasında yer aldı. Fed, beklentiler dahilinde faizi 25 baz puan düşürerek %3,75-4,00 aralığına çekti. Açıklamada ekonomik faaliyetin ılımlı seyrettiği, istihdam artışlarının yavaşladığı ve enflasyonun yılbaşından bu yana yükseldiği vurgulandı; bilanço küçültme sürecinin 1 Aralık’ta sonlandırılacağı duyuruldu.
Powell’in temkinli tonuyla ardında yatan mesajlar, Aralık toplantısında daha fazla indirim yapılması konusunda belirsizliğin yüksek olduğuna işaret etti. Bu durum, para piyasalarındaki beklentileri değiştirdi ve gelecek yıl için toplam faiz indirimi öngörüsünü 3’ten 2’ye düşürdü. ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi gün içinde yaklaşık %4,10’a kadar çıktı; dolar endeksi ise sınırlı bir yükselişle yakın seviyelerde kaldı.
DEĞERLİ METALLERİN SEYİRLERİNE GÖZ ATIYORUZ— Güvenli liman talebinin zayıflaması ve Powell’ın şahin tonları, altın ve diğer değerli metaller üzerinde belirsiz bir görünüm yarattı. Ons altın, haftalar önceki zirvelerden gelen düşüşün etkisini sürdürdü; platin de benzer biçimde değer kayıpları yaşadı. Öte yandan gümüş ve paladyum, sanayi talebinin toparlanmasıyla birlikte haftayı artıya kapattılar. Bu metallerin ons başına değişimleri sırasıyla yaklaşık %0,2 ile %0,6 arasında değişti. Altın %2,7 ve platin %2,3 değer kaybetti.
ARZ-TALEP AÇIKLAMALARI BAZ METALLERDE BELİRSİZLİK YARATTı— Çin’de imalat PMI göstergesinin ekimde 49’a gerilemesi, imalat sektöründeki daralmanın sürdüğünü gösterdi. Bakır başta olmak üzere bazı baz metallerde arz endişeleri fiyatları desteklese de, son dönemdeki rekor seviyeler ve yükselen riskler yükselişi sınırladı. Nikel piyasasında Endonezya’daki üretim artışı nedeniyle arz fazlası baskın kaldı ve haftayı negatif kapadı. Tezgah üstü piyasalarda bakır yatay, alüminyum %1, çinko %1, kurşun %0,3 değer kazandı; nikel ise %0,5 geriledi.
PETROL PİYASASINDA ARZ ENDİŞELERİ— OPEC+ ve küresel üretici grupların arzı artırma yönündeki beklentileri ile Fed’in faiz indirimlerindeki belirsizlikler petrol fiyatlarını aşağı yönlü baskıladı. Çin’in imalat verilerinin ekimde daraldığına işaret eden haberler de fiyatları baskıladı. Ancak ABD’nin stoklarında görülen önemli azalışlar ve talebin güçlü kalması, aşağı yönlü hareketleri sınırladı. Kısa vadede OPEC+ toplantısında alınacak kararlar belirleyici olurken, Brent ve US ham petrol fiyatlarında farklı yönlü hareketler sürdü. Doğal gaz tarafında ise LNG ihracatının yüksek talebi, enerji piyasalarında önemli bir yükselişe yol açtı.
TARIM EM¬TİALARDA ÇİN TALEBİDEN DESTEK— Soya fasulyesi fiyatları, ABD-Çin temaslarının yeniden alım sürecini tetiklemesiyle yükseldi. Çin’in alımları daha çok soya odaklı görünse de mısır ve buğday için doğrudan alım taahhüdü sınırlı kaldı. Brezilya’da ekimin mevsim normallerinin üzerine çıkması, 2025-2026 arz endişelerini hafifletti. Bu gelişmeler sonucunda bu hafta Chicago Fed’in vadeli işlemlerinde bazı emtialarda kayda değer hareketler görüldü: pirinç %4,3 düşüş, soya %4, mısır %1,8 ve buğday %4,2 yükseliş kaydetti. Intercontinental Exchange’de pamuk ve kahve değer kaybederken; şekerde düşüş hızlandı, kakaoda hafif bir gerileme görüldü.
ALTIN FİYATLARINDA ÖNGÖRÜLER— Capital Economics’ten Hamad Hussain’e göre, altın rallisinin sürdürülebilirliği sorgulanıyor. Fed’in gelecek yıl politika faizlerini beklenenin altında bir oranda indirebileceği ve Fed’in bağımsızlığına ilişkin endişelerin azalabileceği öngörüsü bütünüyle fiyatlara etki ediyor. Bu koşullar altında altın fiyatlarının gelecek yıl daha zayıf kalabileceği değerlendirilmekte.