AB tescilli Bingöl balı ABD ve Orta Doğu’ya açılıyor: Doğal balın güvenilirliği ve sürdürülebilir üretim hikayesiyle yeni pazarlarda iz bırakıyor.
Karlıova ile Yedisu arasındaki yükseltici coğrafyada yetişen zengin bitki örtüsünün ürünü olan Bingöl balı, hasat sezonunun başlamasıyla yeniden kovanlarda olgunlaşma sürecini tamamladı. Kentte 1970 yılından beri bal üreten bir firma, Bingöl balını artık yurt dışı pazarlarına da taşıyor. AB nezdinde tescil alma süreciyle yeni taleplerin doğduğu endüstriyel anlamda da ileriye giden yol açılırken, ABD, Birleşik Arap Emiratesleri ve Katar’dan da talep almaya başlayan firma, yakın zamanda bu ülkelere ihracatı gerçekleştirmenin planlarını yapıyor. Üretimden ihracata uzanan bu yolculuk kapsamında, “9 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz” ifadesi firmanın hedeflerini gözler önüne seriyor.
Bal firmasının sahibi Yusuf Beri, AA muhabirine Karlıova ile Yedisu arasındaki eşsiz coğrafyada Bingöl balının hasadına başladıklarını ve balı üreticilerden topladıkları ürünleri Bingöl Üniversitesi laboratuvarlarında analiz ettikten sonra tesislerinde paketlediklerini anlattı. En kaliteli balı tüketicilere ulaştırmayı hedeflediklerini belirten Beri, AB tescil belgesinin alınmasının yeni pazarların kapısını araladığını vurguladı. Başta Almanya, Hollanda ve Fransa olmak üzere toplam 9 ülkeye ihracat yürüttüklerini söyleyen Beri, Avrupa Birliği tescili sonrası ABD, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar’dan da taleplerin gelmeye başladığını, bu ülkeler için görüşmelerin sürdüğünü ifade etti. “İnşallah en kısa sürede bu ülkelerde de Bingöl balını göreceğiz.”
Kırda yaklaşık 1000 çeşit bitki var sözleriyle bölgenin florasının zenginliğini özetleyen Karlıova Kaynarpınar Köyü arıcılarından Hasan Çamak, kış aylarında arılarını Aydın’a götürdüklerini, mayıs ayında köylerine geri geldiklerini belirtiyor. Oğlu ve eşiyle 1800 rakımlı bölgede bal üretimi yapan Çamak, “Kırda yaklaşık 1000 çeşit bitki var. Bu çeşitlilik balın değerini çok yükseltiyor; prolin değeri 1200’e kadar çıkabiliyor. 30 yılı aşkın süredir aynı firmaya bal satıyorum ve analiz yapmadan balı satmıyorum” diyor.
2015’ten bu yana aktif olarak arıcılık yapan Onur Çamak, babasıyla birlikte sürdürülebilir bir üretim üzerinden ilerlediklerini ve arıcılığın zorluklarına rağmen doğanın verdiği imkanlarla uzun vadeli üretim yapmaya devam edeceklerini belirtiyor. “Arıcılık biraz zorlu ama insan sevince yapıyor. En iyi şekilde ürünlerimizi çıkarmaya çalışıyoruz. Bu meslek ise ikinci nesil olarak da devrede olacak.”