AB Coğrafi İşaretleriyle Türkiye’nin yerel ürünleri Avrupa pazarında yükseliyor: lezzet, kalite ve geleneksel üretim.

Türkiye’den coğrafi işaretli ürünlerin Avrupa mutfaklarına yol alması hız kazandı. Geçen hafta AB’den coğrafi işaret tescili alan İpsala Pirinci ve Bursa Kestane Şekeri’nin ardından, Kara bu karlı haber Yenice Ihlamur Balı ile devam etti; bu ürün AB tarafından 43. olarak tescillendi. Bu gelişme, bölgedeki üreticiler ve yerel ekonomiler için sevindirici bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Tescilin ihracatı artıracağı ve kalkınmayı destekleyeceği yönünde beklentiler yükselirken, tüketicilere yönelik taklit ürünlerle mücadele çağrıları da yineledi.
Pazar payında artış öngörüsü Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay, Milliyet’e yaptığı değerlendirmede coğrafi işaretli ürünlerin muadillerine kıyasla yaklaşık iki kat daha yüksek bir fiyattan değerlendirilebilme potansiyeline sahip olduğunu belirtti. Böylece yerel üreticimizin geliri ve refahı artarken, üretim hacminde de büyüme bekleniyor. Ayrıca tescil, ürünün kalite standartlarında olduğunun uluslararası bir belgesi olarak güvenilirliği artırıyor ve pazardaki prestiji ile uluslararası zincir mağazalara erişimi hızlandırıyor. Burkay, tescilin hukuki bir kalkan görevi gördüğünü de vurguladı: tescilli adlar belirlenen sınırlar ve standartlar dışında kullanılmayacak, bu da taklitçilikle mücadelede güçlü bir dayanak sağlıyor.
PDO/PGI amblemlerinin önemi Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sezai Irmak, İpsala Pirinci’nin AB tesciliyle ürünün kimliğinin resmî olarak korunduğunu ve coğrafyasının güvence altına alındığını belirtti. Irmak, coğrafi işaretli ürünlerin uluslararası pazarlarda yüksek katma değerlendiğini ve bu durumun ihracat süreçlerinde hızlanmaya yol açtığını ifade etti. Ayrıca PDO (menşe adı) ve PGI (mahreç işareti) amblemlerinin, raflarda kalite ve güven damgası olarak algılandığını ve satın alma kararlarını doğrudan etkilediğini vurguladı. Tescilin ardından sahte veya taklit ürünlerin artması konusunda da dikkatli olunması gerektiğini söyleyen Irmak, üretim yeri kayıtları, paketleme koşulları ve çıkış coğrafyasına ilişkin izleme ile etiket denetiminin güçlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Denetim güçlendirmesi için 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamındaki uygulamaların da yoğunlaştırılması gerektiğini ekledi.
Sıradaki hedefler AB’nin coğrafi işaret tescili alan 43 ürününden 23’ünün başvurusu Türk Patent ve Marka Kurumu ile gerçekleştirilirken, 38’e yaklaşan başvurunun tescil süreci devam ediyor. İzlenmekte olan Maraş Çöreği, Adana Şalgamı, Kayseri Pastırması ve Isparta Gülyağı gibi ürünler için yakın zamanda olumlu haberler bekleniyor. AB tescileri süreci sırasında bağlayıcı bir maliyet bulunmuyor; başvurular üretici grupları tarafından yapılıyor ve resmi süreç AB Resmi Gazetesi’nde ilan edilerek 3 ay itiraz süresiyle netleşiyor.
Güvenli ve ücretsiz başvuru süreci Avrupa Birliği, gıda ve tarım ürünleri için başvuruları tarım ve kırsal kalkınma genel müdürlüğüne yönlendiriyor. Başvurunun uygun bulunması halinde AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanıyor ve itiraz süresi sonunda tescil ilanı gerçekleştiriliyor. Başvuru ücreti bulunmuyor; bu da süreci üreticiler için daha erişilebilir kılıyor.