Petrol Ofisi ve bp entegrasyonu ile enerji altyapı grubunda yükseliş: sürdürülebilir büyüme, yenilikçi çözümler ve güçlü rekabet avantajı
Mehmet Abbasoğlu önderliğindeki Petrol Ofisi, Türkiye genelindeki akaryakıt dağıtım ağı ve altyapı varlıklarını bp’nin portföyüne kattı. Konsolide ciro hedefinin 2025 yılında 14 milyar dolar olarak öne çıktığı belirtilirken, bu rakamın yaklaşık 1.5 milyar dolarlık bölümünün bp kaynaklı olarak geleceği vurgulanıyor. “Biz kendimizi akaryakıt dağıtım şirketinden ziyade bir enerji altyapı grubu olarak konumlandırıyoruz” diyen Abbasoğlu, stratejik dönüşüm sürecini ipuçlarıyla paylaştı:
2.700 istasyon, 9 akaryakıt terminali, 18 havaalanı ikmal ünitesi, 1 LPG terminali ve 1.5 milyon metreküplük depolama kapasitesiyle grubun sektör liderliğine işaret ediyor. Abbasoğlu, taraflar arasındaki operasyonel uyum ve finansal entegrasyonun Harvard vaka çalışması düzeyinde başarılı olduğuna dikkat çekti.
Harvard vaka çıktısı olarak nitelendirilen satın alma süreci, bp istasyonlarının Türkiye genelinde yoğun nüfuslu ve merkezi lokasyonlarda bulunmasıyla Petrol Ofisi için önemli bir avantaj yaratıyor. 2026 yılının son çeyreğinde bu entegrasyon tamamlanacak. Ayrıca ATAŞ tasfiyehanesiyle ilgili olarak da değerli kazanımlar elde edildiğini ifade eden Abbasoğlu, 1.5 milyon metrekarelik alan üzerinde kurulu 577 milyon metreküpe yakın depolama kapasitesinin enerji güvenliği ve erişime katkısına vurgu yaptı.
Elektrikli dönüşüm alanında da adımlar hız kazanıyor. 180–350 kW kapasiteli hızlı şarj ünitelerinin kurulumu önceliklendirildi. Borusan EnBW ile yapılan iş birliği kapsamında yaklaşık 1 milyar TL yatırım kapsamında istasyonlara yüksek hızlı şarj altyapısı entegre ediliyor. Her bir şarj noktası, yaklaşık 4.500 ton karbon salımının engellenmesini hedefliyor ve şarj cihazları %100 yenilenebilir enerjiyle çalışıyor. Şarj işlemi ise yaklaşık 30 dakikada %80 doluluğa ulaşabiliyor.
Havalimanı operasyonları bağlamında ise 18 havaalanında ikmal ünitelerimizle yılda çeyrek milyon uçağa yakıt ikmali gerçekleştiriyoruz. Antalya Havalimanı’nda POTAS iştirakiyle yürütülen projeye, ATS Antalya Akaryakıt öncülüğünde katkı sağlanıyor. Şimdi benzer bir girişimi Sabiha Gökçen Havalimanı için de yeni bir iştirak vasıtasıyla hayata geçirme hedefindeyiz.
Madeni yağ üretiminde güçli oyuncu konumunda olan Derince’deki madeni yağ fabrikamız, yıllık 220 bin ton kapasiteyle üretim üretiyor ve 8 bin tonluk depolama alanına sahip. 30 milyon dolarlık yatırımla kapasite artışı sağlandı; bu sayede Türkiye’nin yıllık yaklaşık 500 bin tonluk ihtiyacının yarısına tek başına cevap verebiliyor. Tesiste kurulu 2.074 güneş paneliyle enerji ihtiyacının üçte birini karşılayan sistemin payı artırılarak hedef, oranı ikiye katlamak. 400’ün üzerinde ürün gamıyla otomotivden denizcilik ve endüstriyel çözümlere kadar geniş bir yelpazede üretim yapılıyor. İhracattan elde edilen döviz girdisi ise yıllık yaklaşık 50 milyon dolar olarak kaydediliyor.
Bodrum’da stratejik marina adımı olarak Milta Bodrum Marina’da açılan yedinci istasyonla yat turizmi hedefleniyor. Abbasoğlu, “Bodrum Kalesi’nin önünde yer alan bu istasyon, sembolik değerin ötesinde stratejik konumuyla önemli bir adım. Bodrum bölgesinde Petrol Ofisi’nin denizcilik satışlarında pazar payı yaklaşık %50 civarında seyrediyor” dedi. Türkiye’de yat bağlama kapasitesi ve ikmali, toplam kapasitenin %40’ını Bodrum bölgesinde karşılıyor. Yat ve tekne sektörünün büyüklüğü yaklaşık 2 milyar dolar ve yıllık büyüme hızı yaklaşık %20. Turizm içindeki yat turizmi payı ise yaklaşık %25 olarak öne çıkıyor. Ülke olarak akaryakıt ve denizcilik yakıtlarında Avrupa’nın en ucuz ilk üç ülkesi arasında yer alıyor.