30-40 yaş arasında sık görülen öksürükle kasıkta beliren şişlik hakkında dikkat çekici ipuçları ve kontrol önerileriyle kapsamlı bir sağlık rehberi.
Kasık fıtığı, karın duvarında zayıflığın bulunduğu noktadan çıkan bir rahatsızlık olarak başlar ve özellikle erkeklerde kadınlara göre belirgin şekilde daha sık görülür. Fıtığın erken aşamalarında hissedilen hafif şişlik ve rahatsızlık, ilerledikçe bağırsak delinmesi ve karın içi enfeksiyon gibi ağır sonuçlara yol açabilir. Dünya genelinde yılda 20 milyonu aşkın karın duvarı fıtığı ameliyatı gerçekleştiriliyor; Amerika’da ise bu rakam 700 binden fazla olarak kayda geçiyor. Türkiye’de de fıtık, cerrahların en sık karşılaştığı hastalıklar arasındadır ve erkeklerde görülme oranı kadınlara göre yaklaşık 25 kat daha fazladır. Ayrıca ağır işlerde çalışma, kontrolsüz spor ve bazı kronik hastalıklar risk faktörleri arasında sayılır.
En sık kasık bölgesinde görülen fıtıklar, Latince kökenli kelimenin “yırtılma” anlamına geldiğini hatırlatarak, bir organ ya da dokunun çevresindeki duvar kusurundan dışarı çıkmasıyla ortaya çıkar. Fıtık çoğunlukla karın duvarı ve kasık bölgesinde belirginleşir; bunun nedeni ise anne karnında testislerin karın boşluğundan kasık kanalına inişinin karın duvarında zayıf noktalar bırakmasıdır. Ağır fiziksel işlerde çalışmak ve ağır yük kaldırmak da bu riski artırır. Yaşamın farklı dönemlerinde fıtık daha sık görülebilir; çocukluk, 30’lu-40’lı ve 70-80’li yaşlar bu durumu özel olarak öne çıkarır.
Belirtiler başlangıçta çok hafif ya da hiç fark edilmeyebilir. Çoğu durumda fıtıkler rutin muayenede tesadüfen saptanır. İçeriğin dışarıya sarkması, bulguları şekillendirir ve erken dönemde öksürme, ıkınma veya ayakta durmada şişlik oluşabilir. İlerlemiş vakalarda sarkan organın fıtık içinde sıkışması, şişliğin kaybolmaması, hızla artan ağrı ve kızarıklık, bulantı-kusma, yaygın karın şişliği, ateş, idrar yaparken ağrı ya da idrarı tam boşaltamama gibi acil durumlar gelişebilir.
Tedavide kapalı cerrahi avantajları özellikle semptomatik fıtıklar için cerrahi müdahale önceliklidir. Tamamen tedavi amacıyla ameliyat önerilir; sadece ağrı giderici korseler kalıcı çözüm değildir. Günümüzde laparoskopik yöntemler tercih edilir; bu sayede üç küçük kesiden erişim sağlanır, ağrı azalır, iyileşme süreci hızlanır ve işe dönüş süresi kısalır. Ameliyat sonrası genelde 1 gün hastanede kalma yeterli olur; hafif işlere dönme süresi 1 hafta, tam aktiviteye dönüş ise 6-8 hafta arasında değişir.
Nüks olasılığı tüm teknikler dahil edildiğinde genel nüks oranı %1 ila %10 arasında değişirken, modern sentetik yama teknikleriyle bu oran belirgin şekilde düşer. Nükslerin çoğu ameliyatın ilk üç yılı içinde ortaya çıkar.
Korunma ve önlem için yaşam tarzı değişiklikleri büyük rol oynar: kilo kontrolü ve düzenli egzersiz karın duvarı yapılarını güçlendirir. Ancak kontrolsüz ve aşırı zorlayıcı aktivite ile çalışma koşulları fıtık oluşumuna zemin hazırlar. Kronik kabızlık, solunum yolu hastalıkları, prostat sorunları ve karın içi basıncını artıran diğer hastalıklar da risk oluşturabilir. Bu hastalıkların tedavisi, fıtığın gelişmesini engellemenin yanı sıra genel sağlığı da iyileştirir.