2025’in ikinci çeyreğinde faiz oranları ve piyasa trendleri hakkında kapsamlı analizler, ekonomik gelişmeler ve beklentiler burada. Güncel bilgiler için takipte kalın.
Milliyet.com.tr/ÖZEL tarafından hazırlanan analizlere göre, 2025 yılının ikinci çeyreği itibarıyla finans piyasalarında faiz oranları yeniden dikkat çekici seviyelere ulaşmaya başladı. Merkez Bankası’nın mart ayı sonunda başlattığı faiz artırımı hamleleriyle birlikte, bankalar arasında kredi ve mevduat faiz oranlarında hızlı bir yükseliş gözlemlendi. Bu süreçte pek çok banka, yüksek faiz oranlarıyla mevduat toplama yarışına girdi. Geçtiğimiz haftalarda bazı bankalar %53 oranında faiz oranı sunarken, diğerleri de bu seviyelere yakın oranlar belirledi. Günümüzde ortalama mevduat faizleri %50’nin üzerinde seyrediyor ve bu durum piyasayı hareketlendirdi.
Ancak, son üç hafta içerisinde faiz oranlarında belirgin bir artış durdu. Yani, birkaç hafta önce %53 seviyesinde olan mevduat faizleri şu an en yüksek seviyesinde kaldı ve yeni artışlar gerçekleşmiyor. Bu durum, faizlerde yükseliş trendinin geçici olduğunu ve şu anda stabil hale geldiğini gösteriyor.
Mevduata parasını yatıran bir yatırımcı, vade sonunda ana para ve faiz kazancını tekrar mevduat hesabına yatırdığında, yıllık bazda toplam getirisi yaklaşık %60’ı aşan kümülatif bir seviyeye ulaşmış oluyor. Bu da, mevduat faizlerinden sağlanan kazançların oldukça cazip hale geldiğine işaret ediyor.
Peki, faizlerin neden bu noktada durduğu ve ilerleyen dönemlerde tekrar artıp artmayacağı konusu da piyasa analistleri tarafından merak ediliyor. Hikmet Baydar, 3. Göz Danışmanlık Kurucusu, bu durumu şu sözlerle açıklıyor: “Mevduat faizlerindeki duraklamanın temel nedeni, döviz kurlarının stabil kalması ve enflasyonun olumsuz etkilerinin azalacağına dair piyasa beklentilerinin güçlenmesidir.”
İlerleyen dönemde, enflasyon verilerinin yüksek seyretmemesi halinde Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine başlayabileceği öngörülüyor. Bu durumda, faizlerin tekrar aşağı yönlü hareket etmesi muhtemel görünmekte. Çünkü, enflasyonun kontrol altında kalması ve finansal istikrarın sağlanmasıyla birlikte, mevcut faiz seviyeleri yeterli görülebilir ve faizlerin düşmesi beklenebilir. Ayrıca, ekonomik şartların normale dönmesiyle, faizlerin eski seviyelerine hızla gerileme ihtimali de bulunuyor.
Şu anda, 1 milyon TL’nin 32 günlük vadede %53 faiz oranıyla mevduata yatırılması halinde, vade sonunda net kazanç yaklaşık 39,496 TL olarak hesaplanıyor. Bu durumda, yatırımcılar yüksek faiz oranlarından faydalanarak önemli bir getiri elde edebiliyorlar.
Mevduat yerine, döviz ve tahvil gibi diğer finansal araçlar da tercih edilebilir. CDS’lerin düşmesi ve tahvil piyasasında yeniden alımların başlaması, dövizde yükseliş beklentisinin azaldığı ve daha stabil bir piyasa ortamının oluştuğu anlamına gelir. Uzun vadeli ve yüksek getirili tahviller, özellikle 1-2 yıl vadeli olanlar, reel getiri açısından cazip seçenekler olarak öne çıkıyor. Bu araçlar, özellikle enflasyon beklentilerine göre yüksek faiz ve sabit getiriler sunma imkânı sağlıyor.
Mevduatların yenilenmesi sırasında, TCMB’nin faiz indirimleri nedeniyle faiz oranlarının düşmesi beklenirken, tahvillerde vade sonuna kadar alınan getiriler garantili kalıyor. Bu sayede, yatırımcılar özellikle vade sonunda sabit ve öngörülebilir kazanç elde edebiliyorlar.