2025 sektörü: kredi ve maliyet baskıları verimlilik odaklı stratejiye itiyor. Finansal görünüm ve büyüme için gerekli içgörüler

AA muhabirine konuşan Tüm Oto Kiralama ve Mobilite Dernekleri (TOKKDER) Yönetim Kurulu Başkanı Tangün, yılın son çeyreğine yaklaşırken 2025 için sektörün talebini sürdürdüğünü ancak finansmana erişimdeki güçlükler ile maliyet baskılarının büyümeyi sınırladığını belirtti. Buna karşılık işletme odaklı verimlilik ve dayanıklılık konularının öne çıktığı, şirketlerin daha temkinli bir yönetim benimsediği bir tablo çizildi. Tangün, sektörün 2025’in üçüncü çeyreğini yaklaşık 235 bin araçlık bir filo ile kapattığını, son çeyrekte ise bu seviyede hafif bir gerileme beklediğini ifade etti. Kısa vadeli (günlük) kiralamalarda filo büyüklüğünün 155 bin 900 civarında seyrettiğini paylaşan Tangün, iç turizm ile yurtdışı talebin segmentte hareketlilik yarattığını, ancak sezon genelinde beklenenin bir miktar altında kaldığını ekledi.
Kiralama filolarında hibrit ve elektrikli araçların payı yükseliyor TOKKDER Başkanı, 2025 yılında küresel politikaların ve iklim hedeflerinin sektörün iş yapış şeklini belirlediğini, enflasyon ile finansman maliyetlerinin şirketleri daha dikkatli bir yaklaşım benimsemeye ittiğini söyledi. Sürdürülebilirlik hedeflerinin, hibrit ve elektrikli araçların filo içindeki oranını artırdığını belirten Tangün, operasyonel kiralama filolarında da dönüşümün hızlandığını vurguladı.
Rakamlar şu şekilde özetlendi: 2021 sonunda hibrit ve elektrikli araçların payı yüzde 6,5 iken, 2025’in üçüncü çeyreğinde bu pay yüzde 11’i aştı. Kısa dönem kiralamada ise elektrikli ve hibrit araçların payı yaklaşık olarak %8,4 seviyesinde seyrediyor. Ancak bu dönüşüm bazı yapısal engelleri de beraberinde getiriyor; ikinci el araç değer belirsizliği, menzil sınırlamaları, uzun şarj süreleri ve ülke genelinde yeterli hızlı şarj altyapısının bulunmaması, özellikle kısa dönem kiralamayı kısıtlayan unsurlar arasında yer alıyor. Ayrıca vergi yapısı ve emisyon hedefli sınırlı teşvikler de düşük emisyonlu araçların yaygınlaşmasını engelliyor.
Tangün, mevzuat açısından kiralama sözleşmelerinde işleyen kavramının uygulamaya yansıması nedeniyle risklerin artmasına dikkat çekti. Özellikle kısa süreli kiralamalarda kiralayan şirketin işleten kabul edilmesi, ölüm, yaralanma ya da maddi zarar durumlarında tarafların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gibi konular gündemde. TOKKDER olarak, sözleşmede işletenin yalnızca kiracıya ait olması yönündeki düzenlemelerin sürdürülmesini istediklerini belirtti ve artan dolandırıcılık vakalarına karşı uyarıda bulundu.
Sektör orta ve uzun vadede güçlü büyüme potansiyeli taşıyor Özarslan Tangün, 2026’ya girerken aracılık eden kiralama sektörünün orta ve uzun vadede kuvvetli bir büyüme potansiyeli barındırdığı görüşünü paylaştı. Önümüzdeki döneme ilişkin hedef ve beklentilerini paylaşan Tangün şu ifadeleri kullandı: “Kısa dönem kiralamada bireysel kullanımın düşük kalması ve operasyonel kiralamanın iş amaçlı araçlar içindeki payının sınırlı olması, sektör açısından gelişim için potansiyel bir alandır. Gelecek dönemde büyüme dinamiklerini ekonomik istikrar, finansmana erişim koşulları, tedarik zincirinde öngörülebilirlik ve sürdürülebilirlik yatırımları belirleyecektir. Enflasyonun kontrol altında tutulması ve uzun vadeli, uygun maliyetli finansman olanaklarının artması filo yatırımlarını destekleyecektir. Üretim ve teslimat süreçlerindeki normalleşme ise araç bulunabilirliğini ve büyümeyi kolaylaştırır. Elektrikli ve düşük emisyonlu araçların filolardaki payının artması ise sektörü çevresel ve ekonomik olarak daha dirençli kılacaktır.”
TOKKDER olarak yeni dönemde önceliklerin finansman ve vergi politikalarında öngörülebilirliğin artırılması olduğunu vurgulayan Tangün, elektrikli araç dönüşümünü destekleyen teşvikler ve altyapı yatırımlarının güçlendirilmesi, mevzuatın operasyonel gerçeklerle uyumlu hale getirilmesi ile veri, teknoloji ve sürdürülebilirliğin entegre biçimde ele alınmasının kritik olduğunu ifade etti. Tangün ayrıca 2026’ya girerken riskleri iyi yöneten, fırsatları doğru değerlendiren ve kamu–özel sektör işbirliğini güçlendiren bir araç kiralama sektörü hedeflediklerini söyledi.