DOLAR
42,0514
EURO
48,5023
ALTIN
5.409,86
BIST
10.971,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Çok Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Parçalı Bulutlu
21°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
19°C
Salı Çok Bulutlu
19°C

2025-2026 Türkiye Enflasyon ve Para Politikası Değerlendirmesi: TCMB ve Yıllık Programı Perspektifi

2025-2026 Türkiye enflasyon ve para politikası analizi; TCMB’nin adımları ve yıllık program perspektifiyle belirsizlikleri değerlendiriyoruz.

2025-2026 Türkiye Enflasyon ve Para Politikası Değerlendirmesi: TCMB ve Yıllık Programı Perspektifi
31.10.2025 13:17
A+
A-

2025 yılına ilişkin veriler, temel mal fiyatları ve hizmet enflasyonundaki davranışlar üzerinden karmaşık bir tablo sunuyor. Görece istikrarlı Türk lirası seyrinin öncü etkileri, enflasyonu olumlu yönde desteklerken özellikle kira dahil kritik hizmet kalemlerinde görülen atalet baskıları manşet enflasyon üzerinde baskı yaratmaya devam etti. Gıda fiyatlarındaki baskı azalsa da, kuraklık ve iklim şartlarının arzı sınırlaması bu trendi sınırladı.

Merkez Bankası’nın sıkı duruşu ile para politikasının disiplinli uygulanması ve arz odaklı politika adımları, enflasyonun yıl içinde düşüş eğilimini destekledi. Eylül 2025 itibarıyla tüketici enflasyonunun, 2024 yılsonuna kıyasla yaklaşık 11,1 puan gerileyerek yüzde 33,3 seviyesine indiği belirtiliyor. Aynı dönemde Üretici Fiyat Endeksi’nde (Yİ-ÜFE) artış %26,6 olarak kaydedildi.

İlk çeyrekte temel mallardaki ılımlı seyir ile döviz kurundaki gelişmeler enflasyon üzerinde belirleyici olurken, mevsimsel olarak gıda fiyatlarındaki baskı ve hizmet fiyatlarındaki atalet, TÜFE’nin yıllık artışını yükseltti. Mart ayında TÜFE %38,1 olarak kaydedildi ve yılın ilerleyen zamanlarında enerji ile temel mallarda sınırlı artışlar sürerken son çeyrekte (%33,3) yeniden belirginleşti. Bu dönemde, temel hizmet ve mal gruplarında görülen hareketler, iç talep ve dışsal gelişmelerle paralel olarak yumuşama ve artış arasında bir denge kurdu.

“Özel kapsamlı TÜFE göstergeleri” (B ve C endeksleri) de yıllık artışlarında benzer bir tablo izledi; Eylül 2025 itibarıyla sırasıyla %32,9 ve %32,5 olarak gerçekleşti.

TCMB’nin enflasyon hedeflemesi çerçevesinde uyguladığı para politikası yaklaşımı ile maliye politikalarının desteği, döviz kuru istikrarı ve arz odaklı adımlar iç talebi dengelerken, yılın geri kalanında enflasyonun ana eğiliminde düşüşün devam etmesi bekleniyor. Yıl sonunda TÜFE’nin yaklaşık %28,5 seviyesine gerilemesi öngörülüyor. Merkez Bankası, fiyat istikrarını korumak amacıyla bağımsız ve kararlı bir politika sürdürmeye devam edecek; dalgalı döviz kuru rejimi ise bu çerçevede korunacak.

Geçmişteki politika hareketleri, özellikle 2024’te başlayan sıkılaştırma ve 2025’in ilk yarısında konulan hedefler, finansal göstergelerde belirgin bir etki yarattı. 2024 sonlarındaki 250 baz puanlık indirim ve 2025 başlarındaki vadeli politika adımları, talep üzerinde dengelenici bir etki gösterdi. Ayrıca yılın üçüncü çeyreğinde politika faizi eski seviyelere göre önemli ölçüde değişti ve ekimde yeniden yapılanma ile yüzde 39,5’e kadar geriledi.

Para tabanı ve rezervler açısından bakıldığında, Eylül 2025 itibarıyla altın hariç brüt döviz rezervi 86,7 milyar dolara geriledi ve 2024 sonuna göre bir miktar azalış kaydetti. Buna karşılık, para tabanı %14 oranında büyüdü; emisyon artışı 198,3 milyar lira oldu. Net dış varlık pozisyonunda ise 5,2 milyar dolar artış görüldü. M1, M2 ve M3 para arzları ise sırasıyla %39,8, %30,1 ve %30 oranında yükseldi; bu artışlar, özellikle yabancı para cinsinden vadesiz mevduatların büyümesinden kaynaklandı.

Enflasyonla mücadelede iletişim ve koordinasyon olarak ifade edilen strateji, beklentilerin yönetilmesi ve toplumsal mutabakatın güçlendirilmesi amacıyla iletişimin şeffaf ve anlaşılır biçimde sürdürülmesini öne çıkarıyor. Enflasyonla mücadele için daha net iletişim kanalları yaratılarak, Para Politikası Kurulu (PPK) kararları ve Enflasyon Raporu gibi kaynaklar kamuoyuyla etkin paylaşılacak ve ara hedefler ile gerçekleşen veriler arasındaki uyum yakından izlenecek.

Orta vadede istikrarlı fiyat seviyelerini hedefleyen politika bileşenleri ile birlikte, 2026 sonu için TÜFE’nin yıllık artış hızının %16 civarında olması hedefleniyor. Ayrıca konut maliyetleri ile ilgili arzı artırıcı adımlar ve İlk Evim Arsa Projesi kapsamında arsaların tahsis süreçlerinin tamamlanması, konut fiyatlarındaki baskıyı hafifletmeyi amaçlıyor.

Sonuç olarak, yatırım ve tüketici güvenini desteklemek amacıyla, hizmet fiyatlarındaki aşırı katılaşmanın azaltılması ve üretim maliyetlerini aşağı yönlü etkileyecek yapısal reformların hayata geçirilmesi öncelikli adımlar arasında yer alıyor. Enflasyonla mücadelede farkındalık ve toplum mutabakatı sağlama hedefiyle iletişim çalışmaları güçlendirilirken, politika kararlarının ve uygulamalarının her aşamada şeffaf biçimde paylaşılması sağlanacak.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.